0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
399
Okunma
Zahmetli bulut damlıyor ışığına
Kevser bir kez daha fener sahibi balıkçıdır
Üşenmiş otlara yatmış ve mahçup
Adını balık koyduğum denizler suyu
İşte köpke işte marpuç
Zul düşürmüş yorgun kırlangıç
Yol yılanla bükük Ay’la ırak
Eldivensiz toplanmış böğürtlen
Terlik kokusu vardır ayaklarının
Gidilecek yolum kalmadığı için
Girdaplar tabeladır ufuklara
Sular dişimde zar atarken
Eğilmiş cami çeşmesinden
Kana kana can içer gibi
Yurtsuz bir rüzgarın
Köşedeki gazete bayiinden
Gazeteleri devrime inandırmasını bekliyorum
Yollara düşüyor simit ayran
Elimde kalem kokusu
Dolmuşun aynasında bıyığım, sakalım
Köprüde buluşunca iki karanlık
Bembeyaz köpürür delikanlarımız
Eyleme benim için hayatı
Kürsüden çığırır bir haydut
Yokluk içinde olanın
Gazeteli ekmeği ne güzel kokar
Anneler margarin devşirirken okullara
Küçük çantalar yürür karanlığa
Odamda kireç soğuğu var
Pencereden zatürre geliyor
İlk ödevden uyumuşum
Kainat suskun
Ben yorgun