4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1251
Okunma

Ay yorgunu bir gecenin mehtabında
Yetim düşmüş saçlarımı bıraktım ellerinde
Bakışımda puslu bir güneş demlenirdi oysa
Seni düşündüm dağlarda korkarken bir ceylan
Sesimde tuttum karanlığın çığlığını
İlk defa gözlerinden bir deniz oldu yüzüm
Sararmış fotoğraflarda kaldı tebessüm
Yarın değil ben seni dünde sevdim
Gecikmiş elvedalar bağrımda hazan
Ve doğarken şafak kartalın pençesinde
Unuttuğum en soylu öpücüktür özgürlük
Kehribar sarısı perçemine konan
Bana toprağından bir yaprak çiçek ver
Uzayan bir beklemenin ödülü olsun
Eğer gideceksen gözyaşlarıma haberim olsun
Sana ağlayan halini göstermekten çekinir bu yürek
Ruhuma yokluğunun gölgesi düştüğünden beri
Ben çarmığa gerdiğim umutları gömüyorum
Ağlamak nedir ki benim her şiirim iki kere ağlar
Sen duyamazsın mısralarda ölüm var
Gece ayazdır gözlerim bakma üşürsün gülüm yar
Bu şehri anlatma kaldırımlarda,
Yağmur yağmadan satılırken
Boş ver gitme bensiz şehirlere
Martılar seni aldatmasın
Kırlangıçlar sabırsızdır nereye konacağını bilemez
Sen ırmaklardaki susuzluğu taşırma giderken
Ben susarım konuşmam gereken yerde
İşte gül solar bakışımdaki çöl gecesinde
Şimdi konuşmak sırasıdır retinama düşerken sen
Güneşi sakla koynunda çünkü bu yalnızlığın resmidir
Aşk dudaklarından geriye kalan bir şarkının ismidir.
6 EKİM 2008
Hüseyin Özbay