Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
Ahmet ÖRNEK
Ahmet ÖRNEK
VİP ÜYE

Umut

Yorum

Umut

( 11 kişi )

4

Yorum

21

Beğeni

5,0

Puan

413

Okunma

Umut

Ne güzeldir Anadolu’m insanlıkla yoğrulmuş geçmişiyle....
Masum çığlık şiiriyle bu dizelerin yazılmasına öncülük eden
Derya da bir zerre Kardeşime teşekkürlerimle




22 Ekim 2019 Salı
BAHE BİNEBİL’İN HİKAYESİ

Mardin’in 14 km uzaklıktaki Bine-bil köyünde, Vedia ve tren istasyonunda hamallık yapan Hanna Süryani çiftinin 1928 doğumlu çocuğudur Circis Kaplan.
Annesi Circis’e “Bahe” lakabını takar. Mardinliler de Süryanice bülbül manasına gelen ve doğduğu köyün ismi olan “Binebil” lakabını eklerler. Böylece “Bahe Binebil” olarak bilinir.
Bahe’nin ailesinin durumu pek iyi olmasa da ilk yıllarında ailesi tarafından sevilir. Özellikle ablaları tarafından sevilir. Bir buçuk yaşındayken annesi onu bir kuyunun yanındaki yatağa yatırır. Uyurken yanına yanaşan horozun saldırısına uğrar. Çığlığına annesi yetişir. Yüzü gözü yara bere içinde kalır. Kalıcı izler bırakır bu olay. Dört yaşına kadar pek bir şey belli etmez ancak daha sonra zihinsel olarak da izler kaldığı ortaya çıkar. Çocuk gibi kalır; saf kalır. Konuşma ve anlama güçlüğü çeker yaşadıklarından dolayı.
Altı yaşında babasını kaybeder ve annesi çaresiz kalır. Anne Vedia, baba evine dönmek ister ama Bahe’yi götüremeyeceğini bilir. Bahe’yi manastıra bırakır. Annesi son defa sarılır ve “biz geleceğiz” der. Kapıya kadar tekrar eder: “Biz geleceğiz Bahe”. Kız kardeşi; “hem çocuk hem de saf biriydi ve onu manastıra bıraktı. Manastır onun hem annesi hem de babası oldu” diyor.
Manastırda çobanlık, bahçıvanlık gibi çeşitli işlerde çalışır. Manastırın kapısı her açıldığında koşar, ilk o açar.
Uzun yıllar manastırda kalır.
Manastırdakiler de ona alışır. “Bahe amca bu manastırın bir taşı haline geldi. Allah etmesin Bahe amca ölürse manastırda bir taş eksilecek” diyecek kadar çok alışmışlardır.
Ama Bahe hep annesini bekler, annesinin öğrettiği Arapça’yı konuşur. Yaklaşık 70 yıl manastırda kalmasına rağmen Süryanice konuşamaz. Annesinin öğrettiği dili bilir ve annesinin yolunu gözler. Çocuk gibi kalır, hep annesinin geleceğine inanır.
Mardin Kırklar Kilisesi başpapazı Gabriel Akyüz, “Annesi 6 yaşında iken kendisini Delrulzafaran Manastırı’na bırakıp gitti. Bugün, yani 76 yaşına bastığı bugünlerde bile annesini bekliyordu.“
Tam 70 yıl annesini bekler. Kalbi dayanamaz ve 2014 yılında Deyrulzafaran’da; bir taş eksik kalır.

Fotoğraf
2010
Deyrulzafaran
Mardin....




Bahe-bil


Bir yaradılışın
Bir varoluşun
Bir bekleyişin
Ve bir anne ile
Oğulun hikâyesidir
Mezopotamya’nın bu makûs kaderi

….


Mardin Bine-bil köyü
Vedia ve Hanna
Süryanilik alınlarında yazı
Azları çoklarıyla
En çok da çocuklarıyla
Tutunmuşlar yaşamak kavgasına



Neşe kaynağı
Son çocuk
Babası Hanna
“Bahe “ demiş annesi
Köylüleri “Bahe binebil”
Bahe bülbül demekmiş Süryanice


Kendi seyrinde sürerken hayat
Fıtratında bir fırtına
Dökmüş marifetini ortaya
Gagasında kan izleri
Bir ömre mührünü vurup
Kanat çırpmış bir horoz
Bir kuyu başında


Yarınına yar olmuş Bahe’cik ..,
O gece saflığın
O gece masumiyetin mührü vurulmuş
Bahe’nin ömür teskeresine
Çok düşünüp iyi anlayamaz
Kendi yasasından başka
Yasaya uymazmış Bahe’cik


Aklını zay yazsa da kaderin kalemi
Safça ve masumca
O kendince resmedermiş âlemi…


Altı yaşındadır Bahe
Babası bir mevsim göçüne takılıp gitmiştir
Vedia çaresiz
Vedia kimsesiz
Bahe karabulut Vedia’nın göğünde
Bahe titrek bir acı Vedia’nın göğsünde


Çıkar yol
Aklı noksan Bahe den kurtulmak
Acıların sınırında bir manastır kapısı
Son kez doya doya sarılıp
Doya doya öpüp koklar Bahe’yi Vedia
Ve son mirasını bırakır Bahe’nin kulaklarına
“Şimdi gidiyorum ama sonra döneceğim annem”


Etrafı dört duvar
Karanlıklar daha zalim
Kıt aklının bir köşesinde
Hep annesinin saçlarını okşar
Her daim kendi yasasına uyar
Her an duymak istediğini duyarmış Bahe’cik


Zaman zuhur
Kıt kanaat uymuş ortama Bahe
Günler geceleri
Geceler yıldız ve ayı kovalamış
Kar yağmış kapı çalmış
Bahe kapıya koşmuş
Kimseyi üzmemiş
Kırmamış kimseyi
Yağmur yağmış
Güneş doğmuş
Bahe kapıya koşmuş
Hep koşmuş kapıya Bahe


Altı yaşında manastırlı olup
Her defasında boynu bükük dönse de
Asla vazgeçmemiş
Her çaldığında
Kapıya koşmaktan Bahe
Ve ben
Seksen den altıyı çıkarıp
Umudun adını Bahe bine-bil
Bekleyişin adını anne koyup
Koyu kahve gözlerinden öptüm Bahe’yi


Bilemedim ki
Çocuksuz anne mi olmak
Yoksa annesiz çocuk mu?



“Şimdi gidiyorum ama sonra döneceğim annem”
Umudun adı Anne ise gerisi hikaye…




Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (11)

5.0

100% (11)

Umut Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Umut şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Umut şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Alev-i hüzün
Alev-i hüzün, @alev-ihuzun
24.6.2024 13:40:06
5 puan verdi


Çaresiz olmak ve kalmak ortasında kalabalık
bir dünyanın karanlığında...Bahe olmak mı
annesi olmak mı söylesene şair yüreğim
hangisi daha şanslı!!...

Yüreğine sağlık abim.
Selam ve muhabbetle.
AZAP
AZAP, @azap
24.6.2024 12:52:58
5 puan verdi
kali duyarlılık içinde derin anlam vurgulu bir duygu yükü ile çok nefis bir şiirdi dost bravo kutlar esenlikler dilerim...
Deryada bir zerre
Deryada bir zerre, @deryada-bir-zerre
24.6.2024 11:24:15
5 puan verdi
Kalemine yüreğine sağlık abim
Her şiir bir anne öpücüğü hükmünde armağan oluyordur umarım baheciğe

Hikayeyi her okuduğumda ilk okuduğum günkü acıyı burukluğu ve ve o adını koyamadığım hissi tekrar tekrar yaşıyorum
Bu nasıl birvicdan azabı
Eminim gittiği yerde melekler kadar mutludur
Can bahe

Abim saygılar selamlar size
Devrimkaya~
Devrimkaya~, @devrimkaya2
24.6.2024 11:08:20
5 puan verdi

Hatırladım içimi titreten bahe'i aynı hissiyatla dolaştı Bahe kalp koridorlarımda...
O sessiz çığlığın kapı eşiğindeki anne umudu...
Ah be Ahmet hocam ne diyeyim ki kalemine yüreğine sağlık
Saygımla
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL