4
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
413
Okunma
Ne güzeldir Anadolu’m insanlıkla yoğrulmuş geçmişiyle....
Masum çığlık şiiriyle bu dizelerin yazılmasına öncülük eden
Derya da bir zerre Kardeşime teşekkürlerimle
22 Ekim 2019 Salı
BAHE BİNEBİL’İN HİKAYESİ
Mardin’in 14 km uzaklıktaki Bine-bil köyünde, Vedia ve tren istasyonunda hamallık yapan Hanna Süryani çiftinin 1928 doğumlu çocuğudur Circis Kaplan.
Annesi Circis’e “Bahe” lakabını takar. Mardinliler de Süryanice bülbül manasına gelen ve doğduğu köyün ismi olan “Binebil” lakabını eklerler. Böylece “Bahe Binebil” olarak bilinir.
Bahe’nin ailesinin durumu pek iyi olmasa da ilk yıllarında ailesi tarafından sevilir. Özellikle ablaları tarafından sevilir. Bir buçuk yaşındayken annesi onu bir kuyunun yanındaki yatağa yatırır. Uyurken yanına yanaşan horozun saldırısına uğrar. Çığlığına annesi yetişir. Yüzü gözü yara bere içinde kalır. Kalıcı izler bırakır bu olay. Dört yaşına kadar pek bir şey belli etmez ancak daha sonra zihinsel olarak da izler kaldığı ortaya çıkar. Çocuk gibi kalır; saf kalır. Konuşma ve anlama güçlüğü çeker yaşadıklarından dolayı.
Altı yaşında babasını kaybeder ve annesi çaresiz kalır. Anne Vedia, baba evine dönmek ister ama Bahe’yi götüremeyeceğini bilir. Bahe’yi manastıra bırakır. Annesi son defa sarılır ve “biz geleceğiz” der. Kapıya kadar tekrar eder: “Biz geleceğiz Bahe”. Kız kardeşi; “hem çocuk hem de saf biriydi ve onu manastıra bıraktı. Manastır onun hem annesi hem de babası oldu” diyor.
Manastırda çobanlık, bahçıvanlık gibi çeşitli işlerde çalışır. Manastırın kapısı her açıldığında koşar, ilk o açar.
Uzun yıllar manastırda kalır.
Manastırdakiler de ona alışır. “Bahe amca bu manastırın bir taşı haline geldi. Allah etmesin Bahe amca ölürse manastırda bir taş eksilecek” diyecek kadar çok alışmışlardır.
Ama Bahe hep annesini bekler, annesinin öğrettiği Arapça’yı konuşur. Yaklaşık 70 yıl manastırda kalmasına rağmen Süryanice konuşamaz. Annesinin öğrettiği dili bilir ve annesinin yolunu gözler. Çocuk gibi kalır, hep annesinin geleceğine inanır.
Mardin Kırklar Kilisesi başpapazı Gabriel Akyüz, “Annesi 6 yaşında iken kendisini Delrulzafaran Manastırı’na bırakıp gitti. Bugün, yani 76 yaşına bastığı bugünlerde bile annesini bekliyordu.“
Tam 70 yıl annesini bekler. Kalbi dayanamaz ve 2014 yılında Deyrulzafaran’da; bir taş eksik kalır.
Fotoğraf
2010
Deyrulzafaran
Mardin....
Bahe-bil
Bir yaradılışın
Bir varoluşun
Bir bekleyişin
Ve bir anne ile
Oğulun hikâyesidir
Mezopotamya’nın bu makûs kaderi
….
Mardin Bine-bil köyü
Vedia ve Hanna
Süryanilik alınlarında yazı
Azları çoklarıyla
En çok da çocuklarıyla
Tutunmuşlar yaşamak kavgasına
Neşe kaynağı
Son çocuk
Babası Hanna
“Bahe “ demiş annesi
Köylüleri “Bahe binebil”
Bahe bülbül demekmiş Süryanice
Kendi seyrinde sürerken hayat
Fıtratında bir fırtına
Dökmüş marifetini ortaya
Gagasında kan izleri
Bir ömre mührünü vurup
Kanat çırpmış bir horoz
Bir kuyu başında
Yarınına yar olmuş Bahe’cik ..,
O gece saflığın
O gece masumiyetin mührü vurulmuş
Bahe’nin ömür teskeresine
Çok düşünüp iyi anlayamaz
Kendi yasasından başka
Yasaya uymazmış Bahe’cik
Aklını zay yazsa da kaderin kalemi
Safça ve masumca
O kendince resmedermiş âlemi…
Altı yaşındadır Bahe
Babası bir mevsim göçüne takılıp gitmiştir
Vedia çaresiz
Vedia kimsesiz
Bahe karabulut Vedia’nın göğünde
Bahe titrek bir acı Vedia’nın göğsünde
Çıkar yol
Aklı noksan Bahe den kurtulmak
Acıların sınırında bir manastır kapısı
Son kez doya doya sarılıp
Doya doya öpüp koklar Bahe’yi Vedia
Ve son mirasını bırakır Bahe’nin kulaklarına
“Şimdi gidiyorum ama sonra döneceğim annem”
Etrafı dört duvar
Karanlıklar daha zalim
Kıt aklının bir köşesinde
Hep annesinin saçlarını okşar
Her daim kendi yasasına uyar
Her an duymak istediğini duyarmış Bahe’cik
Zaman zuhur
Kıt kanaat uymuş ortama Bahe
Günler geceleri
Geceler yıldız ve ayı kovalamış
Kar yağmış kapı çalmış
Bahe kapıya koşmuş
Kimseyi üzmemiş
Kırmamış kimseyi
Yağmur yağmış
Güneş doğmuş
Bahe kapıya koşmuş
Hep koşmuş kapıya Bahe
Altı yaşında manastırlı olup
Her defasında boynu bükük dönse de
Asla vazgeçmemiş
Her çaldığında
Kapıya koşmaktan Bahe
Ve ben
Seksen den altıyı çıkarıp
Umudun adını Bahe bine-bil
Bekleyişin adını anne koyup
Koyu kahve gözlerinden öptüm Bahe’yi
Bilemedim ki
Çocuksuz anne mi olmak
Yoksa annesiz çocuk mu?
“Şimdi gidiyorum ama sonra döneceğim annem”
Umudun adı Anne ise gerisi hikaye…
5.0
100% (11)