2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1228
Okunma

Dinginliğinde dahi hırçın dalgalar oynaşan bir kaptanın teknesine düşen hevesli bir miço, uslu olmayı ister bir sabah... Sadece ister...
Sabahın erken vakti açınca gözlerimi
Pupa yelken teknende buluverdim kendimi
Tutamadım dümeni, sürüklendim engine
Balık kokan ellerim kalbimin iç cebinde
Ne olur kaşma çatı, bak dilim dönmez bile
Emriyim amadene, ah konuşabilsem birde
Çok iş var bu teknede, birini hiç olmazsa
Gayretle öğrenirim, vaktimi almaz fazla
Ağları onarırım, toplarım paragatı
Yaraşmazsa elime kalafatın tokmağı
Cam gözlü torikleri canım gözüm bilirim
Livarın kapağında oturur da beklerim
Çamçak düşmez elimden, siyam ikizim say sen
Uyurum güvertede, branda istemem ben
Fakat tekne senindir; gönlüm tanır hükmünü
‘Haydi hemen in!’ dersen ikiletmem sözünü
Yüklensinler günahı, kem talihim kör bahtım
Kırılmış hayalimi mizanadan asarım
Kıyıya uzanırım eski bir sandal ile
Gönül koymam kaptanım sakın ola üzülme
Çekerim yüreğimi kızaklarla kumsala
Halesa...Yesa... Yesa...Yurya yurya yurya!
Ayşe Çabuk
karaburun 1998