Aç kalın diye mi Darağacı‘na gitti;
Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan
ve daha niceleri()
gözlerini kırpmadan?

Çöplüklerden yiyecek,
pazar artığı giyecek,
yada
sokaktan toplanan eski madeni eşya,
plastik artık
ve dönüşümlü kağıtmı
Onur’un karşılığı
oldu artık?

Alın Teri’nin Gücü,
bağımsız Dünya Görüşü,
Yaşam Eşitliği’nin ölçüsü
olan “EMEK”,
önemli birşey değilmiş demek!

Özgür Yaşam’ı, Adil Yargı’yı, Uygar Eğitim’i,
Alın Teri’nin değerini,
her tür Cinsiyet’i
Laik Cumhuriyet’i
döviz-para-altın ile mi yeğlediler?
Yoksa; „Uslu durun, köle olun,
haksız adalete uyun!“
mu dediler?

Onlar;
„Sömürülmeyin,
alın karşılığını emeğinizin!“
diye-diye çarelerer aradılar
hür ve mutlu kalmanız için!
Bugünki gibi birini
hakedeseniz diyemi,
niçin?

Bu uğurda gencecik umutlarla
gelecek nesillere güvenerek
son nefeslerine dek
devrimci inançlarına
sadık kaldılar
ve DÜŞÜNCE oldular!

„Düşünce oldularda ne oldu?“ Demeyin sakın!
Bakın;
Yalanın, talanın, zorbanın,
sömürü ve itibarın
sonu yakın!

() 12 Eylül 1980 günü Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren, Kuvvet Komutanları ve Jandarma Genel Komutanı’ndan oluşan Millî Güvenlik Konseyinin liderliğinde Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından emir komuta zincirine uyularak 12 Eylül Darbesi gerçekleştirildi. Darbe sonrası; resmî rakamlara göre 650.000 kişi gözaltına alındı, 230.000 kişi askerî mahkemelerce yargılandı, cezaevlerinde ise işkence sonucu 171 kişi olmak üzere yaklaşık 300 kişi öldü, 48 kişi (24 adli suçlu, 15 sol, 8 sağ, 1 ASALA militanı) idam edildi, 1.683.000 kişi ise fişlendi.(Wikipedia’dan alıntıdır.)