1
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
616
Okunma
I
Ve güz geldi zemheriden sonra
Cemreler düştü, suya tutku bulaştı
Toprağa can, havaya yaşam karıştı
Dağlar soyundu gelinliklerini
Etekleri çiçeklerle bezendi
Ulu bir peygamberin sözü bulaşmış gibi
Yeryüzü rengarenk oluverdi.
II
Uzaktan şarkılar söyleyerek gelen adam
Muştu diye avuçları bayram doluydu.
Birimizin ağzında Sare’nin o kudretli gülüşü
-Hani suskunluğun içindeki o isyankar kahkaha-
Birimizin ağzı peltek oldu bayram denilince,
Çünkü çocukluğunda bayram yoktu
Birimizin kalp kırıklığından varlığı sızdı
Cümleten düşmüştük peygamberin eteğinden
Ayrık otları içinde renk veren çiçekler olduk.
Gözlerden de düştük haliyle
Gönül kapıları da bir bir kapandı
Eşik yalnızlığına doyduk
Sesleri aradık, kaybettiğimiz kimliğimizi de
Tapınak avlusunda yitirdiğimiz inancımızı da
Çalınan hayallerimizi, sömürülen emeğimizi
Kanlanan ekmeğimizi,
Zulüm ile bellenen bahçelerimizi.
Yeryüzü bahar iklimine girdi de
Boran bir hazan imdinde kaldık.
III
Gregor Samsa isimli böceğin
Dört ayaklı yalnızlığı batıyor sol boşluğumuza
Dünya dertleri akıyor damarlarımızda
Rakamlara dönüşüyor,
istatistiksel veri oluyoruz
Boşluklar içinde büyüyor,
Tekerrür eden tarih içinde tekrardan ibaret sayılıyoruz.
Bozuk nakarat gibi nutuk buluyoruz ağızlarda
Doğu’nun o bitmez tükenmez şarkısında
Papağan tekerlemesi gibi baskılar tazeliyoruz.
IV
Rıza kapısı kapandı,
Fatima’nın cömert avucu yumruga dönüştü.
Yolsuz kaldı dervişler,
Kimi kendini dinara sattı,
Kimi aklına sırtını döndü
Kimi de pervane oldu bir dilberin ekseninde
Dilber ki dilber,
Bir düzine evden alevler doğurur
Sırtlarda biriken sırlar açığa dökülür
Savrulur dinarlar,
Çınlar sesleri altından kaseler
Yudum yudum içilir badeler
Üzüm kasidesi kokar meclisler.
V
Ana rahminde başlayan virgüller
Toprağın rahminde noktalanacak.
Çoğalacağız,
çoğaldıkça azalacağız!
Binbir virgüle sığamadık da
Bir nokta içinde kıvrılıp uyuyacağız.
Mayıs 2
LA. CA. US
5.0
100% (9)