YAŞLI SANDIK
Gök kıpkırmızı bugün, güneş hüzünlü biraz
Yangın çıkmış körfeze baktığın pencerede Hiç zamanı değilken günlerine küsmüş yaz Bir şırıltıyla sesin akıp durur derede Asılmış ölmek için saçlarına alevler Bir ben senden uzağım, bir ben sana yabancı Pencerene yönelip secde etmiş tüm evler Yaşlı sandık açılmış içinde türlü sancı Ağrım sızım, gözyaşım... ne varsa üryan artık Yaşlı sandıkta kalan bütün imkansızlarım İntisap etmiş gönül, aşkına büryan artık Bir yarım bende kalmış, hala sende bir yarım Nükseden yangınlardan belki sen bihabersin Belki de hiç olmadı benim gibi sandığın Bir sevinin seyri bu, yaşamak bu, ne dersin Kim bilir başka hane belki senin yandığın Koyuldum alevlerin içimdeki dansına Bırak ne varsa yansın, ben de yanayım sende Ne düşerse razıyım şu delinin şansına Böyle hayatı bile sever oldum sayende O yaşlı sandığımın küllerine uzandım İs kokusu şuramda, işte bak tam şuramda Tütsülenmiş yaramı koklamaktan usandım Yeniden çiçek açmış aşkın ıslak yaramda |