1
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
442
Okunma
Bu dalı
gör, köz istedi
hangi suyun sakası, acılanmış nehir
bir çalı nispetiyle gözüne çarptı
unufak kum tanesi
ve
suya koşunca
şunca iristen bir damla, bir damlaya kavuşu
yarı kör, yarı göresi nedir bildi
acı nedir
ya ekşi olan
’ben’ ne güzel bî kördü
o an geçmiş bir yenilgiden
uça kaça
tuzlu suyun sürmesi
göz pınarında çekilen
bilse. bilmez
dilinde suların alacası
tatsızlık.
ne duydu duyumsa, börtü böcek taşımaz
ayn’da uzak kaf
insan ki kendini özüne açıklamaya ayet
göbeğinde tuz seçildi
arazında afet
bir çubuk yonttu, bir kadını sür için
orman okudu, hızır durdu dalında
peygamber de olsa bu’çağa yenikti insan
bindi şeytan atına
boş durmadı
bir orduya yetecek kadar, ceviz kırdı
su üleşti
anbean sezgi, yeknesak gece
zifirin sıçrayan şulesini gergefinde dokudu
kayıp giden zamanı ölçümledi
ve erk’e mekruhu açtı şakayık
yazdı
kabakulak oğlanın şişkin yanağına
’savaşta her yol mübah
yalnızca kadına hak görüldü’
mürekkebin izleri
nazlı iman ve yaralı turaç gibi yan yana
ödünç bir sessizliği bölüştü
~
5.0
100% (7)