Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
Aynur Engindeniz
Aynur Engindeniz

Adsız

Yorum

Adsız

( 8 kişi )

8

Yorum

27

Beğeni

5,0

Puan

743

Okunma

Adsız

Yağmur yağıyor, benim öteki gözüm nerede?
Her şeyin yarısını görüyorum. Hayatın yarısını, Tanrı’nın yarısını. Yüzümün yarısını.

İki adamın omuzlarında uzunca bir tahta kutu.
Nice diyarlar geçip bir ikindi üstü geldiler apartman kapısına.
Ben isterdim bahçeli bir evin kapısına gelsinler.
Pencerelerine hanımeli dolanmış bir evin kapısına.
Güzel adamlardı, hiç konuşmadılar. Sonra ıslıklarla gittiler.
Kutunuz kaldı dedim. O senin dediler.
Bir çamaşır mandalına sen git bak dedim. Çünkü mandallar korkusuzdurlar ve hep başkaları için bir şeyler yaparlar.
Ben de herkesin yaptığı şeyi yapıyorum. Mandalı aşağı atıyorum.
Oysa o korkunç rüzgarlarda bile,
Kavurucu sıcaklarda bile
Benim her şeyimi sımsıkı tutmuştu.
Kutu; tahteşşuur.
(Böyle diyerek onun bilindik ama korkunç varlığından kaçıyorum.)
Kapağın altında taklacı güvercinler, ateş halkasından atlayan arslanlar, zil takıp oynayan ayılar ve anne diyen kediler var.
Boğazına kadar acayipliğe batmış bu dünyada
Hala kendilerinin acayip olduklarını sanıyorlar.
Annemin kana bulanmış mor entarisi var. ‘Üzerime kan bulaştırdın’ diye öfkelenip
Kalbimi kestiği ve yine üzerine kan bulaştırdığı mor entarisi.
Ve babamın son kez yüzüme gülerken titreyen dudaklarından düşen bıyık teli orada.
Taklacı güvercinler hala en acayip şeyi kendilerinin yaptığını sanıyorlar.

Ben siyah poşette taşınmalıyım.
Arka sokaklardan, arka kapılardan
Gizlice sokulmalıyım haneye.
Bütün ışıkları söndürülmeli odanın. Kara perdeler çekilmeli. Kimse beni görmemeli.
Ben gözleri öpmeyi seviyorum
Öptüğüm bütün gözler kör oluyor.

Ben siyah ketenden bir torbada -fermuarı ve düğmeleri olmayan bir torbada-
Arka kapılardan çıkartılıp gecenin üçünde
Daha baykuş tarla faresini hazmetmemişken
Dağ eteklerinde, tek bir hanenin bile ışığı yanmıyorken
Elektrik direği resmi mesaisini yeni bitirmişken
Adı daha konulmamış bir kara renkteki gecede
Annemin yolladığı incir reçeli
Otobüs bagajında bir memleketin ıssız obasından geçiyorken
Ama reçelin içindeki incirler gibi
Olmadan ölmüş, zorla tatlandırılmış
Tatlı, ölü ve buruşuk
Unutmuş ve şaşkın
Ben siyah bir torbanın içinde.
Akarsulardan ve tarım arazilerinden
Meralardan ve çocuk parklarından uzak
Yalçın bir kayanın içine
On yedi metre derinliğinde bir çukura
Kireçlenmiş bir çukura
Saklanmalıyım.

Çünkü ben hep dirildim sığ mezarlardan

Benim kızım sarı kasımpatı getirir iş çıkışı
O daha bilmiyor kasımpatı hüsran
Ben ona unuttuğum güzel şeyleri öğretmiştim çünkü
Aslında ben anne de değildim
Bakır bir elektrik teliydim.
Tanrı’nın indirdiği. Kendinden toprağa
Ben sadece iletkendim. Merdivenler gibi.
Merdivenler gibi
Üzeri aşınıp parlamış, altı örümcek ağı ve unutulmuş öteberi dolu.
Herkesi götürürken hiçbir yere gidemesin diye
Kıyılarına demir trabzan takılmış merdivenler gibi
Mektup zarfları gibi.
Mektup zarfları gibi, ağzına kadar başkasının sözleriyle dolu
Kendi konuşmasın diye ağzı tutkallanmış.
Mektup sineye bastırılır. Öpülür. Saklanır mübarek bir emanet gibi.
Zarfın ağzı yırtılır. İçi boşaltılır. Serin bir rüzgar dolar içine uzun zaman sonra.
Ağzını açıp içini döken herkes gibi.
Zarflar hiç konuşamaz. Ağızları yırtıktır.

Yay boş çekilmiş la sesinde.
Durmadan la sesinde.
Sabahın ilk ışıklarında damların üzerinde
Gün batarken dağların üzerinde
Annemin mor entarisinin üzerinde
Bir beslenme çantasındaki kirli peçetenin üzerinde
Zikirli sakalların üzerinde
Kirli saçların üzerinde.
Üşüyen bir saatin üzerinde
La sesi
Herkes ağlasın diye.

Herkes duruyorken gidenler var diye
Arka sokaklardan, siyah torbalar içinde
Gidenler var diye.

Babamın divandaki kalıntısının üzerine televizyonun dantel örtüsünü serdim.
Solistin türküsü nefes alsın
Babam tozlanmasın diye.
Yok olan şeyler de tozlanır çünkü.
O uyudu, iki yana düştü elleri.
Annemin oklavasıyla dokundum avuç içine.
Sonra oklavanın ucuna baktım
Hiç merhamet bulaşığı yoktu.
Babamın ellerinin üzerine minder koydum.
Ben işe yaramayan ama umudumu kesmediğim şeyleri
Minder altına gizleyen bir çocuktum.

Beni tutamaz kimse.
Çünkü ben zamanın bizzat kendisiyim.
Altın kordonla bileğine doladığın saatin içindeyim.
Sen sana ait olduğumu sanırsın.
Oysa ben sendeyken bile giderim.
Saat benim yatağımdır. Örtüsü dahi kırışmamış.
Tanrı’nın camisi gibi. Orası O’nun tayin edilmiş evidir ama O orada değildir.
Sen beni tutamazsın.

Bir hikaye duydum
Ellerim cebimde, bir seher vaktinde,
Daha süpürülmemiş bir sokaktan geçiyordum.
Daha kimse kimseyi olmayan güzelliklerle kandırmamıştı.
Saçlar tepeden öylesine toplanmış, kirli sepetleri dolu ve çöp kutuları.
Fareler ortalıkta.
Karanlık yani gerçek renginde dünya
Bir hikaye duydum.
Tanrı, şeytanın ipiyle kendini asmış sedir ağacına. -Kendi ipini kirletmedi.-
Çok çırpınmış. Ayakkabısı düşmüş ayağından.
Ayakkabısı Nuh’un gemisi.
Bizi kurtardı, kendi ahiretini yaktı. Tanrı yalınayak öldü. Sonra cennete gitti.
Cümleten Allahsız kaldık.
Bir sigara yakacaktım, gülümseyerek. Tanrı konuştu.
Yeni yapılmış bir binanın bodrumundan geldi sesi.
Sesini sessizliğinden tanıdım.
“Sence ben ölür müyüm?” dedi. “Her şey seni anlamak içindi.”

İnsanlar geçti buradan. Yerlerde kanlı ayak izleri. Ne yana kaçtıklarını ve tufan bittiğinde
Nasıl geri döneceklerini bulabilmek için
Birbirlerini -içlerindeki en güçsüzleri- kestiler.

Benim öteki gözüm nerede düştü?
Yağmur yağıyor, benim öteki gözüm nerede düştü!

“Siyah torbanın içinde.”








Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (8)

5.0

100% (8)

Adsız Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Adsız şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Adsız şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Ke
Keomaagain, @keomaagain
1.10.2025 21:52:39
Kendisi bilmez ama yazdıklarından çok şey öğrenmiştim. Umarım bir gün geri döner. Ve umarım günün şiiri seçilir.
Özlem Tarhan
Özlem Tarhan, @ozlem-tarhan
16.10.2023 23:24:44
5 puan verdi
Canım Aynur... Biliyorum ki bir kez okumak yetmez seni; ben ki dönüp dolaşıp okuyorum hâlâ yazılarını. Şiir değil zaten bu; bir patlama, bir yanardağ ifrazatı...
Kalemin doğurduğu eşsiz bir yazarsın sen. İyi ki varsın. Muhabbetle kucakladım.
Güney
Güney, @issiz-siir
16.10.2023 23:04:56
5 puan verdi
Anlatı, sarsıcı ve etkileyici. Belki de ikisi aynı şey
renbo
renbo, @renbo
16.10.2023 22:12:03
çok güçlü çok.
Bedri Tokul
Bedri Tokul, @bedri-tokul
16.10.2023 21:01:20
Ah kardeşim ahh,..biliyorum şiirindeki ağırlığını .
Anlaya bildiğim kadar da anlıyorum.
Ama yetim yetmiyor bu ustalığa çünkü.
Ben şîirri anlıyorum ama ne cevap yazacağımı
Bilmiyorum..
Yazan sen.
Mesaj sende.
Hoş gör abini.
Tıkanıyor kalıyorum.
Kalemin hep yazsın.
Yüreğin hep duysun.
Lütfen kabul et abinin dileklerini....
Enver Örsoğlu
Enver Örsoğlu, @enverc-rso-lu
16.10.2023 20:20:11
5 puan verdi
Ben bu eseri baştan sona okudum fakat bunu anlamaya gücüm yetmedi
Siyah torbanın içinde ben bulamadım bir muamma vesselam
Etkili Yorum
Gule
Gule, @gule
16.10.2023 19:32:21
rüyamda gördüm Aynur, sen gelmişsin iki çift lafın belini kırmışız...katbekat çoraplar geçirmişsin ayağına 'üşüyorum Gule!' diyorsun...sarılıyorum sana...ama öyle bir sarılmak...derdini yükünü hafifletebileceğim mutlu cümleler kurmak istiyorum sana. derdini yükünü huzurla takas edebileceğim cümleler.
...

Yazılardaki dil hakimiyetini biliyorum ama bu şiirin de bi o kadar derin ve güçlü bir anlatımı var. Taşı dile getirir, ölüyü diriltir o derece sarsıcı bir şiir...

İyi olman dileğimle canım, sevindim seni gördüğüme.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL