1
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
1203
Okunma
Bir yutkunma aralığında,
sensiz günaydınlar
sabaha asılı bırakırken kendini,
alışkanlıklar genzimi yine yakar
susarım sana..
Islak ve sırılsıklam
bir o kadar sessiz ve çaresiz
bir acı yeniden dokunur
kanatlarımı kırdığım yere
tam o yere
su-sa-rım sana
sadece/sana..
(...)
Buradasın biliyorum.
sessiz ve usulca
göz ucu telaşlarında
şuanda başa sarıp harfleri,
üç nokta koymadan önce
kendine,
yahut bir işaret aramadan
mısra aralarında ki
birdaha oku
-İkra-
offff şaşırmış bir ırmak gibisin
kendi sahilinde
ırmakların sana aktığı,
sana akıttığı,
sana bıraktığı kadar ol
ıslak ve sırılsıklam.
bir rüzgar değse tenine
bedenin soğuyacak
biliyorum..
avuç içleri öpüyorum
demişmiydim.
peki..
bu şiirde anlatmaya
yetmeyecek seni
kıs daha kıs harflerin sesini..
alışganlıktır her dokunuş
parmak uçların kadar
sus/adığımsın
içimde tarifsiz hararetin var.
sabaha az var gibi,
yok artık yetişemeyiz
o trene gibi,
söndür bütün mumları
kimse görmesin gibi…
tarifsiz ve tarihsiz
bir tat işte
yayılıp duruyor
bütün bedenime ki
bir çentik daha atıyoruz
daha ilk dokunuşta
ellerim ve parmaklarımla
bir alıp veremediğim var
biliyorum
ellerim diyorum serseri
ellerim/ellerin ki
ehlileştiriyorum ruhumu
ıslanırken sen..
kendi zaman kiplerimle
ısırıyorum alt dudağımı ben.
İnan bana
hiçbir soru
cevaplandırılmak için sorulmaz.
sus/a şimdi..
(...)