Siz gö-re-me-ye-bi-lir-si-niz!
Ama kimin, neyi ve hangi çıkar uğruna
nerede ve neden
-belkide varılacak kötü sonucu bilmeden-
kargaşa ve barışı bozma
çabasında olduğunu biz
çok iyi biliriz.

Katılmak mı istiyorsunuz Avrupa Birliği‘ne;
Gelin,
kardeş iki halkın kaynaşmasını
engelleyeceğinize,
bozacağınıza barışı,
dengeleyin!

Çıkarınız uğruna körüklemeyin
Sırp-Arnavut ayrımını,()
Müslüman ile Hiristiyan‘ı
-yani insanı-
birleştirin,
bağlayın-kaynaştırın birbirine.
Böylece sağlarsınız „İnsancıl Kardeşliği“
-Kıbrıs’ta gibi-
belkide?

Ekonomik kriz-ise-kriz,
biz keriz değiliz!
Bakın Yunanistan‘a;
Onlara kaynakları verdik,
bilimsel yollar önerdik,
doğruldu kendi olanaklarıyla,
şimdi onlar bizim
eşit ve mutlu bir üyesi birliğimizin!

„İsveç’i NATO’ya tek şartla sokarım!“
„Salarım sığınmacıları sınır kapılarınıza!“
Diye santaj yaparım,
Arnavut-Sırp barışını korumak yerine,
birini aşşağılarım-silah veririm diğerine.
Hukuk, laiklik, demokrasi ve kadın haklarını tanımam,
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını uygulamam,
„İstanbul Sözleşmesi“ne bir girer-bir çıkarım,
Hemcisler ve Eşcinsler‘e „Mundar“ gözüyle bakarım,
ama yinede…
Katılmak isterim Avrupa Birliği’ne!

Bu oyunları biz
Suriye ve Irak’tan gayet iyi biliriz.
„Euro, Dolar, Altın pahalılaştıkça,
Enflsyon, geçim ve iç huzursuzluk arttıkça,
„Körfez“ Araplarına el açmak yerine
sadece güven kendine!

Sen „Arap“ değil de „Türk“ olduğuna şükret;
„Muhtaç olduğun kudret
damarlarındaki asil kan!“
Dememiş mi Atatürk adlı eşsiz bir insan?

() ŞİİRİN HİKAYESİ’ni ve haberin tümünü okumanızı öneririm.