A guzum, sorma başıma geleni sehilde dört duvar arası otur otur nereye gadar duvar banga bakar beng duvara otur otur gurtlu keş derisine döndüm Evelki gün emeceğin sülüman izine gelmiş ‘’ gel nene seni yaylalarda gezdirip bir yayla havası aldırayım’’ dedi ben deyim beş, sen de on yaş gençleştim’’ getmez olaydım a guzum yurt yerleri talan olmuş bireyi yurt yerlerine baktıkça yüreğime bir hançer saplandı hançerlenmiş aslan yavrusu gibi sızım sızım sızladım
evler terki viran meydanlar domuz alanı satsan kalmamış alanı ara da bul nerde galmış at nalı eşek palanı yaşanmış aşklar masal yalanı eşeğin yuları, el feneri her taşta bir alın teri ara da bul ustasını eniğin yal teknesi guyuların su helkesi atın heybesi ara da bul ata binip beleng aşanı keklik hangi taşa gonardı avcı gulübesini hangi kehe gurardı ara da bul kekliğe pusu guranı kepir kepir seken yörük oğlanını kepirden kepire göz eden yörük güzelini ara da bul dağların ardına bakanı ağıt yakanı sarıyaylam türküsünü söyleyeni ara da bul nere el atsam boş nereyi eşelesem kahır ara da bul içli şiir yazanı yok a guzum yok şiirlerin bile tadı yok yavan ekmek kadar
İbrahim ŞAHİN FOTO: Hüseyin DEMİR Kaşpazarı/ ANAMUR
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
söylenecek yazılacak o kadar çok şey var ki, millet kendi etti kendi buldu üstadım.
şuan 65 ve üstü yaş ölümü bekliyor apartman dairelerinde...tadı yok onların bir altı veya evlatları da fıttırma makamında...belki onlar daha evvel gider öteye beriye ölüme neyse işte..
gap projesi yalan oldu, köydes projeleri yalan oldu, köy enstitüleri bilgili nesil ilimli nesil yetiştiriyor diye kapatıldı,
millet allah dedi devlet sen misin bunu diyen dedi, o da yallah'ı çekti.. ne haliniz varsa görün apartmanda dedi..bunu diyenler de allah diyenlerdi.
kırdan şehre göçenleri fabrikalara ırgat olarak sattı... verdiler üç beş beş kuruş emekli asgari ücret... neyinize sizin kaliteli yaşam deiler.. neyinize sizin tiyatro sinema dediler...
bir kısmını alamanyaya sürdü mülteci olarak ... bir kısmını rusyaya mısıra ortaasyaya ırgat olarak gönderdi ayırdı ailelerinden ekmek parası çalışş lan oralarda dedi.. sanki memlekette iş yoktu. .. .gidenler gelmez, gelenlerin de pek bir hayrı olmaz artık. nesil devri daim etti.
bir nefes daha allah diyene bir fazla oy verelim de, cehennemi getirsin ülkemize.. zaten farkı kalmadı ...
son çıkış 28 hazirandı, o da ıskalandı, artık hayırlı ığurlu olsun, hep birlikte ne denir; bir şiir vardı hani...
Dönülmez akşamın ufkundayız , vakit çok geç Bu son fasıldır ey ömrüm , nasıl geçersen geç Cihana bir daha gelmek hayâl edilse bile Avunmak istemeyiz böyle bir teselli ile
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan Geçince başlayacak bitmeyen sükûnlu gece Guruba karşı bu son bahçelerde keyfince
Ya şevk içinde harab ol , ya aşk içinde gönül Ya lâle açmalıdır göğsümüzde yahut gül Dönülmez akşamın ufkundayız vakit çok geç .
****
şu iç dökümü şiirde anlatılanlar, viran olmuş anılar, yalnızlaşmış insanlar, ata ana toprakları artık bir daha bayındır hale gelir mi, sanmam.
kırsalın yüzde 90ı boşaldı, sanki bu bilinçli yapıldı sistematik halde... şimdi oralar şirketlere ihale yoluyla satılır peyder pey... kimine güneş enerjisi kurulur, kimi de içinde yaşayan köylüsüyle birlikte satılır şirketlere...
gidiş onu gösteriyor. köy okulları taşımalı eğitime değinmiyorum bile.. köyleri imama teslim ettiler, o da fındığa külleme gelse, dua etmeye çağırır halkı sanki allah işi gücü bırakıp külleme ile uğraşacak...
20 yılda 400 yıllık zihin farkı oluştu nesiller arasında bir de, şu internet nedeniyle..
kızılderili aile dağda bayırda yetişen şifalı otları toplardı, artık ne şifalı otu bilen kaldı o bölgelerde de ne de atalar tecrübesini sonraya aktaracak ara nesiller.
aynısı bizim ülkemiz için de düşünebiliriz.. topraktan betona yolculuğumuz millet olarak umarım açlık sefalet ve kölelikle sonuçlanmaz.. bizler toprağı az çok bilen son nesiliz bu ülkede, çare bulunmazsa distopya dedikleri zaman dilimine merhaba diyeceğiz işte..
eksik olmayın, sürçi lisanım da olduysa affediniz lütfen.. içim parçalandı valla şiiri okuyunca..
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.