4
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
379
Okunma
Seyyahiyem,
Anamur diyarım
Kaşpazarı meskeninim
soğuk suları tas tas içerim,
soğuk suları içtikçe delice akar kanım
dört dağla çevrili dört bir yanım
her ne yana dönsem kıpır kıpır sol yanım
kapısız penceresiz köşküm hanım
bir taş kehi ardıç dibi meskenim
ne ağa ne de paşa
benim sadık yarım dağlardır, dağlardır…
Der âşık Mahsunî:
‘’ Ötmek isterim viran bağlarda
Kiralansa da cennet ayağıma’’
seyyah olur şu dağları gezerim
keklik olur kepir kepir sekerim
bir taşa konup şakılar öterim
günde bin bir çiçekten koku alır saçarım
böğelikli tosundan, azgın arıdan beterim
dünya malı neyime
yaz bahar altı ay günümü gün eder yaşar giderim
ne dayı derim ayıya
ne boyun bükerim yokluğa
bir koyunu iki eder eder
doldururum guzluk avluya
işliğimin goluna silerim alın terimi
hacet kalmaz havluya
yal ilen benekli enik beslerim
köpek olup eşkıya kurda havlaya
sabah ilen uğrarım
soğuk sulu bungara
tuz veririm sıra sıra saylarda
sürü sürü davara
koca yay gelir geçer
bir gün olsun kalmam avara
hanıma iki dek kömbe ettiririm yalvara yalvara
yırtılırsa yama vurum şalvara
boş galırsa hanım oturur ılgara
ayda yılda bir çerçici gelir bullara
ayaz gecelerde sarılır yatarız çullara
aşan bilir şu dağların ardını
bu dağlar tanır yörüğün merdini
bir çan sesi böler yalnızlığın derdini
bir ladin ölüsü böğer goyakların bendini
düşmanla olmaz işim
ekmeğimi dosta bölerim
goyaklarda ot yolar
yük yük burma bükerim
guyu tekne yalaklarına
helke helke su dökerim
mihnetim yok kimseye
kendi söküğümü kendim dikerim
seyyahiyem alnım açık
sırtım pek
kuru yavan ekmeğe karnım tok
şu dağlardan gayrı kimselere borcum yok
seyyah olup obadan obaya göçer giderim
İbrahim ŞAHİN
5.0
100% (5)