8
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
794
Okunma

Tembihliyim bir düş’ ün arifesidir hüznüm, göğe kanat açtığımın da ta kendisi emsalsiz yüreğimde seken binlerce serçe ve saka kuşu alnımın akıyla sürgün edildiğim bir coğrafya olsa ne ki bu hüzün tekkesinde zikrime eş fikrimle konduğum göğün sayacında geri sayan ömür…
Bir diş izi midir bileğimde donan zaman?
Bir düş kadar tesirli midir yoksa kimse yalan dolan
Ziyadesiyle eren hidayete aşkın rakımında saklı
Dolunay ve yıldızların bilediği yüreğim
Yanlışa her düştüğümden af dilediğim
Rengi uçuk günün
Annemin özlemiyle dolup taştığım
Anaç sevgisinde yalnızlığın kabımdan taştığım
Bir zümre ise zulme odaklı
Neylerim ben Rabbim olmasa?
Meylettiğimdir umut ve sevgi
Yıkandığı kadar ruhumun zemzem suyuyla.
Bir nakkaşın tarifesidir döngüde saklı Çıfıt çarşısı
Bir gerçek bir hayal olsa bile ne ki ne?
Yalnızlığın kesilen faturası…
Ömrün emareleri var ölüm gibi
Giydiğim mintanın sökükler var ruhumda koşan
Yılkı atı gibi.
Ah, beyzadem
Ah, meftunu olduğum sonsuzluğun
Tortusu
Ah, kıblem ve kabrim ve yanan kandilim
Ziyan olsa ne ki ne?
Ömürden arda kalan nice sure hutbe
Rabbime kavuşma telaşı ile askıya aldığım zincirleme kaza
Bir birlik ise sevgi çemberine üşüşen duygular
Bir hare ise yüreğimde seken izler
Ah, beyzadem:
Sen ömür törpüm ukde kalan
İçimde
İçerlemediğim kadar içtiğim hüzün denen şerbeti
Sunandır kalbime yüce Huda
Aymazlığında hayatın
Doğan aydır haneme
Elbet kutsanmış hayatı şiar bilen umudu
Savsaklayan kimse ruhumu
Çıtası daha da yükseldi umudun
Kâh hicran kâh yangın kah figan eylediğim
Bir avuç bile değildir varlığım
Bir tutam saçımı eşeleyen kâfire salladığım bayrağım
Gönlün hem ukdesi hem kubbesi
Sessizce tavaf ettiğim yalnızlığın kisvesi
Bir de zuhur eder mevsim
Bazen güzün tefrikası
Bazen hüznün bitimsiz vardiyası
Kasvetli göğün yalnız tanrısı adeta o kırlangıçlar
Ve de leylekler
Gagaladıkları kadar ruhumun da tapusu
Elbet saklıdır kıblemde
Temaşası bir günün
Tahayyülü asla mümkün
Olmayan ömrün bir araya da gelmez iki yakası
Neşreden bir an ki
Nesri binlerce sayfaya tekabül eden kimliğimde saklı hicran ki
Arz ettiğim
Talep bulmadığım
Arşı alaya çıkan yalnızlığım
Bir yer bir gök tavaf ettiğim
Hüzün dolu bir tebessüm ektiğim
Çimen yeşili gözlerinde benliğimin
Dağ tepe aştığım bir zümre ki bekleyen kabrimde
Ah, beyzadem
Ah, nazenin sırça köşküm
Yandığım kavrulduğum
Yâd ettiğim dualarıma sarıldığım
Asla da olmasın ölüm türküsü
Asla olmasın hüzün bu ömrün törpüsü
Anneme konduğum kendimden kaçtığım bir ziynet ki aşk:
Evreleri ömrün
Geçiştirdiğim günüm
Gökte saklı bir terennüm
Vadesi dolmadan daha da yaşasın en sevdiğim…
Sevdiklerim saydıklarım
Omzuma konan ebabil kuşu
Evhamlı değil asla
Bir kulum ki saklandığım külliyemde
Bir kaza ki zincirleme duyguların infilakı
Kaderim kederim tutuklu olduğum
Hayatın bilinmezi ansızın zuhur eden
Bir mucize iken beklediğim
Tevafuk edecek yeni günde her harede
Mümkün mü kesmek ümidi Allah’tan
Bakaya kalsa ne ki ömür?
Bekasını bilen İlahi Gücün nezdinde
Türlü türlü eziyete maruz kalsam da tutuştuğum tek yürek
Bir minvalden diğerine her sektiğimde
Bilen içimi dışımı tahakkuk eden her zerremde
Ziynetimdir İlahi Aşk
Boynuma ruhuma doladığım bir zincir ki
Beynamaz esintisinde kâfirin
Beklerim de beklerim başucunda
Anne ikliminde açan bir çiçek
Solması muhtemel yeter ki töhmet
Altında kalmasın yürek
Elbet her izin gizi
Sessizliğin gücü
Ruhuma eşlik eden umut ve imanda saklı
Sonsuzluğa konmakla iştigal
Ömrümden ömür gitse de…
5.0
100% (14)