6
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
673
Okunma
Aklıma evlerin kenarlarında yağmurdan korunmak için duran insanlar ve onların çaresizliği geldi. Aklımda bir hayal canlandı sanki bende ordayım ve yaşıyorum onlarla beraber o gerçekliği.
Güzel şehrimin üzerinde açan
Ağzına kadar dolu bir bulut vardı
Yavaş yavaş eğildi
Ne kadar da sevimliydi gelişi
Göğü kavrıyordu pamuktan kolları
Bir anne sıcaklığına sığdırabilirdi onu tanımayanlar.
Bir çocuk gibiydi o
Canı yanan bir çocuk..
Zamansız bir vakit kustu herşeyi
Bulut altı herkes tedirgin
Ve kaçışan insanlar
Evsizler ve sokakların çocukları
Sığınacak bir liman arar gibi
Gözleriyle kesiyorlar çatıların çıkıntılarını
Etraf karanlık, kalabalık
Fazladan sığınacak çatı bile yok
Şuan bir çatışma aldı dört bir yanı
Gözlerde ümit arıyor annenin çocukları
Bulutlarla savaşıyor evlerin çatıları
Bulutlar acımasız ve de öfkeli
Kazanlar kaplar ortalık savaş yeri
Onlarda biliyor çatı kaybediyor savaşı
Evlerin bulut görmeyen yerleri
Besler büyütürdü kuşları
O gün kuşlar da insanlar kadar tedirgindi
Ve kuşların tamamı firari
Evlerin içinde oturanlar
Yaşamamıştır böyle bir heyecan
Belki de oturmuş belgesel izliyor hepsi
Yabani hayat, doğa, yalnızlık falan
Pencereden uzatsalar bir
Kullanmadıkları saksıyı
Hepsi görecekler
Perşembe pazarına dönmüş çarşıyı
Çocukken bize de gece gelirdi,
Öfkeli gölgeler.
Çocuktum;
Gölgeleri ağlıyor sanırdım
Ve olmayan anneme sarılırdım
Olmayan çatının, olmayan çıkıntısında.
5.0
100% (15)