1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
672
Okunma
Yıl 22
Eylül ayının yirmialtıncısı
Dışarda senin yokluğunun ızdırap veren sesi
İçerde gürültülü karanlık hemde bol yıldızlı olanından
İçimde ise fırtınalar koparan gözlerin
Bir tarafım korkuyor gözlerinde kaybolmaktan
Diğer yanım hissetmek istiyor sıcaklığını
Belkide bunun adı sevmek değil
Belkide hiç sevmedim seni
Bu ne ahmakça bir çelişkidir böyle
Ben tamamen sen olmuşken habersiz
Saçların düşlerimi süsleyen bir örümcek oluyor
Sende ise ben saç teli kadar yokum
Birinde yok olmak nedir bilirmisiniz?
Var mı ki bu denklikte bir şalgam?
İnsanı yok eden cinsten
Oysa,Ben zavallı,
Taşralı bir kent aşığıyım
Bilmem ki neredeyim
Aşkının boşalttığı koca bir yokluk
Ve dünya,
Bir cehennem çıkmazı
Ve yanmıyorum ve de dirilmiyorum yanmak için
Kimse yok ne sen ne alevler
Sadece yokluk
5.0
100% (4)