12
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
371
Okunma

Coşkularını sıralayamazdık zamanın birinde
Hem kışı yeşertirdi içi, katardı ümit ve neşe,
Ne oldu da birden bire çekiliversi suyu
Hayat denen nehrin çayı, dereleri mi kurudu?
Yoksunlukları ıskalamadık, yaşadık derininden
Ve fakat vefayı, dostluğu hissederdik her deminden
Ne fallara bakasım var müjde verse de avunuşla
Ne de gemim var batacak adsız bir ummanda.
Ve yazmak kâr artık benim gibilere, küskünüz
Mantıksızlıklarla yoğrulmuş günden pes ki müşkülüz
Ah dostlarım küçüklüğümün, gençliğimin yıldızları
Orta yaşlarda insan, nasıl arıyormuş o yılları.
Nemini yitirmiş bir toprak gibi öze dönmüşüz
Yağsa da yağmur ne çıkar, sırtı dönmüşüz
Ne anlayanımız olur, ne ahvalimizi soran kul
Hayatla evlilik bitmiş bu celsede, kalmışız dul.
Tuzu idi o gülmeler, yemeğe tat verendi
Az da olsa şekeriydi çaya, kahveye hazzı katan
Acılarını hissederdik hayatın, neşemiz kalırdı baki
Nicedir hızlandı hayat, bizeyse durandı kati.
Çekip gitmek istiyor gönül ıssızlığın ortasına
Nasıl da boğuyor bizi her yandan gürültü, tantana
Ara nağmeleri dökülüyor telinden sazın hicazdan
Yürek yakan türküler dile gelir hem de birazdan.
Elimizden avucumuzdan kaçıveriyor sevgileri
Bulunur mu dersiniz giden sevgililer bir daha geri
Aramaklı olacağım bir gün iç çekerek onları bilirim
Ah be hayat sanadır hasımlığım, öfkem, sitemim.
Sonunu bildiğimiz şu nefes bilmem nerede biter
Şu faniye geldik mertçe,dürüstçe, yol öyle de biter
Elbette yaşanacaktır yazılan tüm dertler, kasavetler
Ah be hayat, versen de biraz mola, kansaydık şu maziye
Nasılsa göçüp gidiciyiz, etseydin merhamet şu faniye.
Oğuzhan KÜLTE
5.0
100% (13)