akşam, oturmuş sobanın başında
çorbalarını yudumluyorlardı
benim obanın yemek yeyişi malum
akşam olur, çoluk çocuk
büyükçe bir sofranın başında toplanır
herkesin elinde bir tahta kaşık
sabırsızlıkla yemeği beklerler

biraz bekleyişten sonra
mübarek tarhana buğulana buğulana iner sofraya
kokulu, bol yoğurtlu
hele sarımsağı da bol olursa yemeğe doyum olmaz
iyice acıkmış olan çocuklar çalarlar kaşığı

hani köroğlu’nun…
ok gıcırtısından kalkan sesinden
dağlar şada verip seslenmelidir diye
bir şiiri vardır ya
sofra tıpkı ona döner
diş gıcırtısından, kaşık sesinden
her yerden bir ses gelir

bu arada
ana ocağın başına oturmuş yufka ekmek kızartmakta
kızartır, gevretir bir taraftan yavrularına
bir taraftan kocasına

çorba bitmek üzereyken ardından
bir bulgur pilavı görünür
bir kaç başta soğan
gelin de sabredin bakalım

hayır…
soğanı bizim yaptığımız gibi
bir bıçakla dörde bölüp dilim dilim yemezler
baba, dizinin üzerine koyar
her birini birer yumrukta
saçmalanmış üveyik kuşuna çevirir
olurmuş böylesi daha lezzetli
sonra bir pilavdan bir soğandan ver Allahım ver
ne adananın şiş kebabı
ne bursanın iskenderi

kaşık çalma bir müddet aynı hızla devam eder
uşaklar yavaş yavaş çekilmeye başlar daha sonra
her çekilen koluyla ağzını şööyle bir siler
onun üzerine de kalaylı tastan bir tas su
eh...
şükür Allahın verdiğine

ibrahim amca böyle bir sofranın başında
diğer tarafta cennet hatunla
iştahlı iştahlı konuşur

cennet hanım…
emmioğlu yarin şeere gidiyon mu?
Allah izin verirse bir gediyim, diyom bakalım
get get, de hem bir kebap ye,
hem de evin ihtiyaçlarını gör
ne ihtiyacı var evin?

ne olacak,
sabun galmadı
şeker galmadı
çay bir aydan beri yok
sabahınan kakınca çocukların çay deyip tutturuyor
birez yayla çayı vardı o da bitti
çocuklar kirinden koktu
çamaşıra gedilecek sabun yok
ele güne çıkamaz olduk

ele güne ne demek canım, temizlik imandan gelir.
şimdiye kadar deseydin de alsaydık keski.
ben sağ iken benim çocuklarım nasıl kirli gezer.
bak, bugün bazar,
yarin bazarertesi.
ben gider hepsini alır, gelirim.
sen de şali günü çamaşıra geden

amma söölüyon ha
ne varki
ne olacak, hem yarin şali, diyon
hemi de çamaşır istiyon
ne varmış şalide
ne varmışı var mı, şaliyi iyi gün saymazlar ya
ömründe şali günü çamaşıra geden birini gördün mü sen
ne olur gedersen

ne olacak,
ya evin yanar
ya çocuklarıyın biri ölür
bana baksana cennet
ben buna pek inanamıyom
tööbee, tööbee.
o nasıl söz ırbaam
valla inanmıyom,
daha doorusu inanamıyom işte
ha bazar, ha şali
günün kötüsü mü olur canım

herife bak herifee
ne ediyon sen uşak.
gonuşduğun laflardan habarın var mı
asam aaşam bir de günaha giriyon
neden günah olsun efendim
duymadın mı topal osmanın dediklerini
ne demiş topal osman

pazar günü yola çıkılmaz
şali günü çamaşır yunmaz
çarşamba günü dırnak kesilmez
perşembe günü saç taranmaz
dedi ya

eee... desin
topal osman ulema bir adam.
gonuşduunu hep kitapdan gonuşur
benim bobam ırahmatlık her zaman derdi
topal osman boş deal
o dedi mi akan sular durur
her cuma aaşamı gaybolur
eyilere garışırmış deer

bire gadın,
Allahı seven ulema galmadı da
bir topal osman mı galdı
bana fetva verecek
elifi görse mertek sanar
bana kalkmış hocalık taslıyor
hemi neye uzağa gediyon canım işde köyün hocası
o variken neden topal osman dan alayım cavazı
yatsıda geder
eyice danışırım hocaya

hoca derim
şali günü çamaşıra gedilir mü, gedilmez mi… derim
o ne söölerse onu ederim
okumuş, yazmış adam
o da yanlış söölemez ya

yatsı oldu
ibrahim amca doğru camiye gitti
namazdan sonra… hoca efendi, dedi.
şali günü çamaşıra gedilir mi, gedilmez mi
neden gedilmesin
öle diyollar da
yok öyle bir şey
insan istediği zaman çamaşıra da gider
temizlikte yapar

amma hocam…
anlıyorum ibrahim efendi
gidilmez, diyorlar diyeceksin
evet, işte dediğin gimi, gedilmez, diyollar
kim diyor bunu
hani fakıların topal osmanı var ya
hee…
işte o demiş

demiş ki bu adam bizim avrad anladıyor bunu bana
eğer şali günü çamaşıra gederseniz ya çocuğunuz ölür
demiş ki ya da eviniz yıkılır
efendime söyleyim bizim köyde
o gün bugün çamaşıra getmez şali günü
sonura bunun günahlığı filan da var mı
aceba hoca

hayır efendim hayır, yok böyle bir şey.
nerden çıkartır bu adam böyle tuhaf şeyleri
geçende kahvede de konuşmuş ,hepsi cehalet eseri
demek sen şimdi gedilir, diyon deal mi
tabi gidilir, neden gidilmesin
bunların kitapda da yazarı var mı

ilahi ibrahim efendi,
bu asılsız şeylere dinimizde hurafe denir
aslı astarı olmayan şeylerdir
sonradan cahiller tarafından ortaya atılmıştır hepsi

ne dinle, ne imanla alakası var
temiz kafalarınızı kirletmesin böyle paslı fikirler
inanmayın hiçbirine
her gün, herkes istediği işi yapar.
falan gün uğurludur,
falan gün uğursuzdur diye
bir şey yok kitapta

ibrahim efendi kalp rahatlığı ile döndü evine
cennet hanım merakla kendisini bekliyordu
ibrahim efendi kapıyı açarken
beraberinde ne dedi hoca dedi

ne diyecek, gözünü seveyim okumuş adamın
neye derler cahilin sofusu şeytanın maskarası diye
adam konuşurken sanarsın ağzından bal damlıyor
ne dedi, ne dedi
bir bir anlattı canım.
yok dedi,
yok böyle bir şey dedi
onlar cahillerin uydurmasıdır dedi

senin annayacağın din düşmanları uydururmuş bunları
cahiller de inanırmış
Allah Allah, bin dönüm tarlam olacağına
bir sene okusam yeter

amma ahdim var
Allah nasib eder de o günü görürsem
çocuklarımın hepsini de okutacağım

onnarı öyle bir adam yapacağım ki,
yanında topal osmanlar deal
mulla bekirler bile gonuşamayacak
yeter artık cehaletin elinden çektiğimiz

redfer