20
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2336
Okunma

yazıma yazılmışlar
ellerin kutsallığını yitirdiği o gece
ellerle oynaşıyordun
aklıma düştüğün
en muayyen gününde
bizim olmayan kimliklerin
biz olan bakışlarını yasladık
-kelebek ömrüne-
ömrüm
haymatlos bir dervişin asasında
sabır dilenen aşklara
sabretmekle geçti
iki kuşak bağladın yazına
yaz kış sana yağdım
gün oldu ağladın
gün oldu harmanlandım
gün olmayınca sen
gece emzirdi koynunda
-sevabına-
arafta
ben
ve kanla gelen
sen
bir bedende yıkayamadık
aşk’ı
neyleyim sensiz tanrıyı
yazısına yazıldıklarım
kıyameti ertelediğim
iki yüzümden birine
indirdin gözyaşlarını
neremden akıp giden nehrin kolları sarar seni
anlamam ki
yuvaladığın her yaprak
düşlerimi örtüyor
sen birikiyorsun
dönencelerin zorlama sabahlarında
çakıl taşları savuruyor saçlarımı
yol boyunca
mavi ne varsa
-bende-
kendini boyuyor sana
loğusa şerbeti gülüşüm
dudaklarına dadanıyor
ve içmek
bazen
yorgunluğunu alıyor
aşk
bende
kayıp bir yıldızın
mavi olduğunu sanıyor
-gülümserken ben sana-
gam/maz bir ıslık döndüğümü haber veriyor köşeden
peşimde bir gölge
-sen-
çek git işine
gölgene söven dilimde uykulu halin
mayhoş bir söylence
arafta
sen
ve günahla gelen
ben
bir bedende arıtamadık
aşk’ı
istedin sende ben olayım tanrı…