6
Yorum
19
Beğeni
0,0
Puan
856
Okunma
Deveye bakmazlar mı,
nasıl yaratılmış? (44)
Göğe bakmazlar mı,
nasıl yükseltilmiş? (45)
Dağlara bakmazlar mı,
nasıl çakılıp dikilmiş? (46)
Yeryüzüne bakmazlar mı,
nasıl serilip döşenmiş? (47)
Geceyle gündüz,
güneş ve ay
Allah’ın birliğini ve kudretini gösteren delillerdendir.
Siz güneşe de aya da secde etmeyin;
her şeyi olduğu gibi
bunları da yaratan Allah’a secde edin,
eğer sadece O’na
kulluk yapacaksanız. (23)
Allah’ın birliğini ve kudretini gösteren
delillerden biri de şudur:
Sen yeryüzünü kurumuş,
boynu bükük halde görürsün.
Fakat biz üzerine suyu indirdiğimiz de
harekete geçer, kıpırdanır, kabarır.
Onu dirilten,
ölüleri diriltecek olanın da
elbette tâ kendisidir.
Çünkü O’nun her şeye gücü yeter. (24)
Yakında biz onlara
hem dış dünyada
hem de insanların kendi iç âlemlerinde
âyetlerimizi göstereceğiz;
tâ ki
Kur’an’ın gerçeğin tâ kendisi olduğu
onlar için de gün gibi ortaya çıksın.
Aslında,
Rabbinin her şey üzerinde şâhit olması
ve her şeyin O’na işaret etmesi
en büyük delil olarak yetmez mi? (25)
Gökleri, yeri
ve bunların içinde çoğaltıp yaydığı
bütün canlı varlıkları yaratması,
O’nun varlığını ve kudretini gösteren
delillerden biridir.
Allah’ın,
dilediği anda
hepsini huzurunda toplamaya da gücü yeter. (26)
Denizlerde dağlar gibi
akıp giden gemiler de
O’nun varlığını ve kudretini gösteren
delillerinden biridir. (27)
Mü’minler için
göklerde ve yerde
Allah’ın birliğini ve kudretini gösteren
nice deliller vardır. (28)
Bu deliller gibi,
Kur’an’a ait olarak indirdiğimiz bu âyetler de
Allah’ın âyetleri olup,
onları sana gerçeğin tâ kendisi olarak
ve tarafımızdan geldiklerinde
hiçbir şüphe olmayacak şekilde okuyoruz.
Artık onlar,
Allah’a ve O’nun âyetlerine inanmadıktan sonra
başka hangi söze inanacaklar? (29)
Rahimlere akıttığınız meniyi
hiç düşünmez misiniz? (30)
Onu mükemmel bir insan olarak
siz mi yaratıyorsunuz,
yoksa yaratan biz miyiz?(31)
Aranızda ölümü
şaşmaz bir plan çerçevesinde
takdir eden biziz.
Sizi öldürmemize
Engel olabilecek
hiçbir güç yoktur.(32)
Aslında siz ilk yaratılışın
Allah’ın kudretiyle gerçekleştiğini
pekâla biliyorsunuz.
O halde bunun üzerinde düşünüp
ikinci yaratılışın da
mümkün ve kaçınılmaz olduğunu
kabullenmeniz gerekmez mi? (33)
Toprağa ektiğiniz tohumu
hiç düşünmez misiniz? (34)
Acaba o ekinleri yeşertip büyüten siz misiniz;
yoksa onu yetiştiren biz miyiz? (35)
Dileseydik hepsini daha olgunlaşmadan
kurumuş çerçöp hâline getirirdik de
şaşırıp kalırdınız: (36)
“Eyvâh, emeklerimiz boşa gitti,
çok zarara uğradık.” (37)
“Bundan da öte,
biz her türlü rızıktan büsbütün mahrum kaldık!” diye
feryat ederdiniz. (38)
İçtiğiniz suyu hiç düşünmez misiniz? (39)
Onu bulutlardan siz mi indiriyorsunuz;
yoksa onu indiren biz miyiz? (40)
Dileseydik onu içilmesi mümkün olmayan tuzlu,
acı bir su yapardık.
Öyleyse şükretmeniz gerekmez mi? (41)
Yakmakta olduğunuz ateşi
hiç düşünmez misiniz? (42)
Onun ağacını siz mi yaratıp yetiştiriyorsunuz;
yoksa onu yaratan biz miyiz? (43)
(23) Fussilet / 37. Ayet (24) Fussilet / 39. Ayet (25) Fussilet / 53. Ayet
(26) Şûrâ / 29. Ayet (27) Şûrâ / 32. Ayet (28) Câsiye / 3. Ayet
(29) Câsiye / 6. Ayet (30) Vâkıa / 58. Ayet (31) Vâkıa / 59. Ayet
(32) Vâkıa / 60. Ayet (33) Vâkıa / 62. Ayet (34) Vâkıa / 63. Ayet
(35) Vâkıa / 64. Ayet (36) Vâkıa / 65. Ayet (37) Vâkıa / 66. Ayet
(38) Vâkıa / 67. Ayet (39) Vâkıa / 68. Ayet (40) Vâkıa / 69. Ayet
(41) Vâkıa / 70. Ayet (42) Vâkıa / 71. Ayet (43) Vâkıa / 72. Ayet
(44) Gâşiye / 17. Ayet (45) Gâşiye / 18. Ayet (46) Gâşiye / 19. Ayet
(47) Gâşiye / 20. Ayet