1
Yorum
23
Beğeni
4,9
Puan
1094
Okunma

Kısa bir bakış düşürdü tasasız göz
An kadar hatırlandı yanak kızartan makas
Herhangi bir perşembe akşamüstüydü
Dalları silkelerken poyraz
Sarsıla çarpışa döktü damlalarını
Hıçkırıksız yağmur
Bir kağıt parçası düştü yere
Buruşuk
Üzerinde tutunma gayretinde kelimeler vardı
Islak,
Buruk…
“Virgül koyma aramıza, tek başıma kalırım
Kanım önce ikiye sonra milyona ayrıldı
Kurduğum cümleler yarım
Bu istasyon kalbim için fazla karmaşık
Sensiz peronlarında tutsak kalırım
Kaç kaçış sonra döneceksin
Ben dönmek istersem sözümden
Hangi otobüse bineceğim ?”
Bir el sallandı, elveda babında,
Büzüldü, saklandı baş boyuna sarılmış fulara.
Egzoz öksürdü...
İki adım sürdü gidiş,
Duran durduğu yere mıhlandı.
Bir olmazlık yazıldı
Finali mutlak gamlı hikayeye.
Poyraz göğsünü süpürdü asfaltın.
Kağıt parçası uçtu düştüğü yerden.
Tutunamadı.
02.02.2023
Serpil ŞEN
5.0
89% (8)
4.0
11% (1)