Gönlünün arzusuna göre iş yapma ki, sırtına pişmanlık yükü yüklenmeyesin. ferideddin attar
redfer
redfer

göğün tüm sıcak renkleri

Yorum

göğün tüm sıcak renkleri

6

Yorum

26

Beğeni

5,0

Puan

926

Okunma

göğün tüm sıcak renkleri

göğün tüm sıcak renkleri

Peygamberimiz H.Muhammad Mustafa (s.a.v)in hatırasına ithafen yazılan
Hayat hikayesinin 123.bölümü

Allah’ın izniyle az kaldı ,bitti bitecek...
Tüm dostlara gösterdikleri ilgi ve yorumlarından dolayı çok teşekkür ediyorum




her günü bir tespih tanesi gibi zikrederek
yıldız topladığın gecelere yaz
masalın en trajik yerinde
çatıver iki tel saçı birbirine

yağsın üzerine
çareler, umutlar
lütuflar ve ihsanlar
göğün tüm sıcak renkleri

deruni bir işarettir
zahiri bir hareket
bir aynada iki görüntü
hem suret
hem gerçek

bir bedende iki yürek
bir nazenin
bir gökçek
bir turnada iki kanat
biri beyaz
biri berrak

bir ılık tebessüm belki
belki bir süzgün gamze
eriten yığınla kötülükleri
kinleri ve düşmanlıkları

seven ile sevilecek arasında bir dostluk
bir kardeşlik ve uhuvvet koridoru
sevginin temeli belki
sevenlerin vazifelerini hatırlatan tebliğ
kamil insana açılan kapı belki

*
islam’ın beş şartından biri olan hac
hicretin 9. senesinde farz kılındı
‘muhakkak ki,
insanların ibadeti için kurulan ilk mabet
mekke’deki o çok mübarek
ve insanların kıblesi olup
alemlere doğru yol gösteren kabe’dir. ‘

‘onda, Allah katındaki şeref ve hürmetini gösteren
apaçık deliller ve ibrahim’in makamı vardır
ona giren her türlü tecavüzden emin olur
ona varmaya gücü yeten kimsenin
kabe’yi tavaf etmesi ise
Allah’ın insanlar üzerindeki bir hakkıdır.’

‘her kim bu hakkı tanımaz ve haccı inkar ederse
doğrusu Allah bütün alemlerden müstağnidir,
kimsenin ibadetine ihtiyacı yoktur.’

ayet-i kerimeler
hicretin dokuzuncu yılında nazil olunca
resulullah bir hutbe irat ederek
müslümanlara bu mükellefiyetlerini şöyle bildirdi

ey insanlar
hac üzerinize farz kılındı
o halde haccediniz…

resul-i ekremin bu tebliği üzerine sahabiler
ya resulallah, her yıl mı diye sordular
efendimiz, cevap vermeyerek sustu
aynı sualin sahabiler tarafından üçüncü kere
tekrarlanmasından sonra
efendimiz (s.a.v.)
hayır… her yıl değil
şayet evet demiş olsaydım
muhakkak ki her sene
haccetmek üzerinize farz olurdu
ve siz buna güç yetiremezdiniz.

efendimiz,
ashab-ı kiramın aynı şeyi
tekrar tekrar sormasından dolayı
şu dersi verdi

ben bir şey teklif etmeyerek sizi
kendi halinize bıraktıkça
siz de beni kendi halime bırakınız
muhakkak ki, sizden evvelki milletler
ancak çok sual sormaları
peygamberlerine karşı muhalefetleri yüzünden
helak olmuşlardır

ben size bir şey emrettiğimde
siz bundan gücünüzün yettiği kadar yapınız
bir şeyden de sizi nehyettiğimde
artık onu terk ediniz.

hac farz kılınınca
efendimiz hac yapmak istedi
fakat sonra
beytullahta müşrikler de bulunacaklar
ve onu çıplak tavaf edecekler
bu hal ortadan kalkmadıkça
ben haccetmek istemem buyurarak
şimdilik bu isteğini tehir etti

gerçekten müşrikler, geceleyin kabe’yi
kadın erkek karışık
ve çıplak olarak tavaf ederlerdi
üstelik bunu, kabe’ye hürmet sayarlardı

resul-i kibriya efendimiz, kendisi gitmeyince
hicretin dokuzuncu yılında hz. ebu bekir’i
müslümanlara hac ettirmek
ve hac yapma usulünü öğretmek üzere
hac emiri olarak tayin etti

hz. ebu bekir
hac yapmak üzere hazırlanmış bulunan
üç yüz müslümanla medine’den yola çıktı
medinelilerin ihrama girme yeri olan
zülhuleyfe’ye varınca orada ihrama girdi

lebbeyk Allahümme leybeyk
la şerike leke lebbeyk
innelhamde vennimete leke ve’l-mülk
la şerike leke.
diye telbiye getirdi

hz. ebu bekir başkanlığındaki
ilk hacı kafilesi mekke’ye girdi
hz. ebu bekir, bir hutbe irat buyurdu
hutbesinde, halka haccın nasıl yapılacağım anlattı

hz. ebu bekir, konuşmasını bitirince
hz. ali ayağa kalktı
ey insanlar
ben size resulullahın elçisiyim
sonra tevbe suresinin
ilk otuz veya kırk ayetini okudu

daha sonra hz. ali
ben, size dört şeyi bildirmeye memurum dedi
ve memur bulunduğu hususları
halka şöyle ilan etti.

hiçbir kafir cennete giremez
bu seneden sonra hiçbir müşrik hac etmeyecek
beytullah çıplak tavaf edilmeyecek
kimin resulullahla (a.s.m.) anlaşması varsa
onun anlaşması,
müddeti bitinceye kadar muteber olacak
bunlar dışındakilere
dört ay daha mühlet tanınmıştır
bundan sonra hiç bir müşrik için
ne ahd ne de himaye vardır.

hz. ali yanında
hz. ebu hüreyre de yukarıdaki hususları
zaman zaman halka yüksek sesle ilan ediyordu
haclarını tamamladıktan sonra
hz. ebu bekir, hz. ali ve beraberindeki sahabiler
medine’ye döndüler

hicretin 9. senesi
resul-i ekrem efendimiz kerimesi
hz. osman’ın zevcesi
hz. ümmü gülsüm
hicretin dokuzuncu senesinde vefat etti
yıkanıp kefenlendikten sonra
namazını bizzat efendimiz (a.s.m.) kıldırdı

defnedildikten sonra
kabrinin başında bir müddet oturdu
bu sırada gözlerinden yaşlar aktığı görüldü
hz. ümmü gülsüm
efendimizin en küçük kızı fatıma’nın büyüğü idi

annesi hz. hatice müslüman olduğu sırada
müslüman olmuştu
hz. osman’ın
hz. ümmü gülsüm’den çocuğu olmamıştı.

abdullah bin übeyy bin selul
münafıkların reisiydi
resulullahın aziz şahsiyetini nazarlardan düşürmek
islamiyetin inkişafına mani olmak
müslümanları birbirine düşürmek için
elinden gelen bütün gayreti
ömrü boyunca göstermekten geri durmamıştı

bu menhus maksadını tahakkuk ettirmek için de
bir çok iftiralarda bulunmuştu
müslümanların tesanüde
en çok muhtaç olduğu bir zamanda
bu adam tesanüdleri bozucu hareketlerde bulunurdu
Cenab-ı Hakk’ın inayeti
resulullahın tedbir ve himmeti ile
bu teşebbüsleri hep sonuçsuz kalırdı

başında bulunduğu
nifak şebekesinin yaptıklarından dolayı
haklarında ayet-i kerimeler
münafıkun adında müstakil bir sure nazil olmuştu
hz. resulullah bunlara karşı hep ihtiyatlı davranır
hal ve hareketlerini kontrol altında bulundurur
islam camiasının ittifak ve tesanüdünü bozucu
planları karşısında hep tedbirli olurdu

islam camiasının birliğini bozmak için
eline geçen her fırsatı kullanmaktan
geri kalmayan bu adam
hicretin 9. senesi zilkade ayında öldü

abdullah bin übeyy
münafıkların reisi iken
oğlu abdullah son derece samimi
ve müttaki bir müslümandı
bu, ölüden diriyi, diriden ölüyü çıkaran
Cenab-ı Hakk’ın kudret ve hikmetinin bir tecellisi idi
baba münafıkların reisi
oğul mücahit bir müslüman

babası vefat ettikten sonra
oğlu abdullah babasının vasiyeti üzerine
hz. resulullahın huzuruna çıkarak
ya resulallah
gömleğini bana versen de
babamı onunla kefenlesem dedi.
sonra da,ya resulallah
onun namazını kılıp istiğfarda bulunsanız
diye ricada bulundu

gariptir ki, hayatı boyunca
islamiyet aleyhinde
planların tasavvuru ve tahakkuku ile
meşgul olan bu adamın
kefenlenmesi için
resul-i ekrem sırtından gömleğini çıkarıp
hz. abdullah`a verdi
cenaze hazırlanınca bana haber veriniz
namazını kılayım buyurdu

cenaze hazırlanmıştı
efendimiz namazı kılmaya kalkarken
hz. ömer, arkasından ridasına yapıştı
ya resulallah
Allah sizi münafıklar üzerine
namaz kılmaktan nehyetmedi mi dedi

efendimiz gülümseyerek şöyle dedi
ben, istiğfar etmek
veya etmemekte serbest bırakılmışım
ben de tercihimi yaptım.

Allah Taala,
‘onlar adına ister af dile, ister dileme
onlar için yetmiş kere mağfiret dilesen
yine Allah onları bağışlayacak değildir’
buyurmuştur.

daha sonra resulallah (a.s.m.)
abdullah bin übeyy`in cenaze namazını kıldı
kabri başına kadar da gitti
aradan çok zaman geçmeden
peygamberimize münafık ölüleri hakkında
Cenab-ı Hak tarafından şu kesin emir verildi

‘onlardan ölen hiçbir kimsenin
asla namazını kılma ve kabrinin başında durma
onlar Allah`ı ve resulünü inkar etmişler
ve Allah`a itaatten çıkmış olarak ölüp gitmişlerdir’

bundan sonra
peygamber efendimiz
hiçbir münafığın cenaze namazını kılmadı
kabrinin başında da durmad

peygamberimizin böylesine ömrünün her safhasında
islam cemaatını bölmek gayretiyle yaşayan bir adamın
cenazesine karşı bu alakasının
şüphesiz birçok hikmetleri vardı.

en mühim hikmeti
onun etrafında toplanmış olanların
samimi iman etmelerini temin etmekti
efendimize, gömleğini niçin verdiği
cenaze namazını niçin kıldığı sorulduğunda
şu cevabı vermişti

gömleğim ve onun üzerine kıldığım namazım
kendisini Rabbimden gelecek azapdan kurtaramayacaktır
fakat ben, bu sayede
onun kavminden
bin kişinin samimi müslüman olmasını umuyorum.

gerçekten de
abdullah bin übeyy`in vefat ederken
peygamberimizden medet umduğunu gören bin kişi
samimiyetle müslüman olmuştur

bunu gören hz. ömer de
davranışından pişmanlık duymuş
Allah ve resulü elbette daha iyi bilir
demiştir.

redfer

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Göğün tüm sıcak renkleri Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Göğün tüm sıcak renkleri şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
göğün tüm sıcak renkleri şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Ertürk Mustafa
Ertürk Mustafa, @ert-rkcmustafa
19.1.2023 01:58:23
Emeğinize bereket
saygı ve selamlarla
dekor (tablo) şahane
ŞÜKRÜ ATAY
ŞÜKRÜ ATAY, @sukruatay
18.1.2023 23:55:45
“Allahümme salli alâ Seyyidinâ Muhammedin ve alâ âlihî ve sahbihî ve bârik ve sellim”
Cenab-ı Hak bizleri Yüce Resûl'ümüzün (sav) şefaatine nail olanlardan eylesin inşallah 🙏
"Bir hayalim vardı
Alemlerin Efendisinin hayatını bir eser haline getirmek" Rabbim nasip etsin inşaallah.
Sayısız şiirlerinizle bizlere Yüce Resûl'ümüzü (sav) her zaman hatırlattığınız için Allah râzı olsun.
Sonsuz selam ve dua ile.
Allah'a emanet olun.
Musa Aslansofuoğlu
Musa Aslansofuoğlu , @musaaslansofuoglu
18.1.2023 22:53:24
Yüreğinize sağlık olsun üstadım çok güzel bir eser olmuş.
Osman NALBANT
Osman NALBANT, @osmannalbant
18.1.2023 22:03:35

*** GÖĞÜN TÜM SICAK RENKLERİ *** şiirini, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair Arkadaşımı, içtenlikle KUTLUYORUM...
deniz_tayanç1
deniz_tayanç1, @deniz-tayanc1
18.1.2023 18:11:58
Derinlikte bir ahenk Rasul Ameli
Gelecekte bir ahenk Rasul Emeli
Onun elinde taş kaya eridi
Herkese kazandığı, bildi bilindi

Efendimize salât ve selâm olsun.
Aline ashabına selâm olsun
Üstadım Allah razı olsun.
.
Çok saygımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL