2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
671
Okunma

BU VEBALI TOPRAKLARDA
Bedenimi kaçıran zamanla
Dibine kadar batmış
Bir yaşamın
Kavgasıyla boğuşuyorum.
Sarhoşların masasına
Servis edilmiş
Mezeden ne farkı var ki
Yudumlanmış saatlerimin,
Köşeme çekilip
Kabullendigim acıların
Gün sayısı boğazıma dizilmişken,
Dudaklarımı çöl sıcaklığı kavurur,
Ve gözlerime mil çeker
Karanlığım,
Ardından yağmur gibi boşalır
Bütün pişmanlıklarım,
İki mevsimlik bir hayatın
Avuçlarında küllenirken,
Bu vebalı topraklarda
Sevgiye hasret bir
Çocukluk bıraktım.
Korkularını evlat edinmek
Zorunda kalan,
Zamanın soğuk dişlerinden
Henüz koparamadım talihsizliğimi,
Yokluğa mecnun edilişimin
Hükmünü kırmakla geçti ömrüm
Ve ben hala,
Hala sürgünüm
Ismarlama vakitlerin elçisi
Saatlik dilimlerin soytarısı
Bir garip melodiye tutuşmuş aklım,
Temiz zevklerimi
Hileye sığınmış
İnsanlar yüzünden
Yitirdim gün, gün
Ve göz doyumluğu
Haylazlıklarım çalınırken,
Vasıflanıp büyümeye
Nasıl sığınsın ki ruhum,
Yalnızlığa haczedilmişken kimliğim,
Ömür biçmek
Nasip olmadı ki kusurlarıma,
Müebbet yemiş mahkumların
Ağıtlarında yakılırken ismim,
Zenginlerin ellerinde
Narinleşen adaletin
Oyuncağı olmakla
Tükendi bütün insanlığım,
Ve kırıldı düşlerim
Şimdi kaçamak tatların
Müşterisiyim
Günahların hıçkırığı
Sardığı vakit,
Adresim belli
O bıraktığın yerdeyim.
Ve ben hala
Seninle kumar oynamaya
Devam ediyorum....
Nevzat TAŞKIRAN
5.0
100% (3)