Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
redfer
redfer

söz değmemiş tenha kıyılara

Yorum

söz değmemiş tenha kıyılara

( 9 kişi )

5

Yorum

28

Beğeni

5,0

Puan

1091

Okunma

söz değmemiş tenha kıyılara

söz değmemiş tenha kıyılara

Peygamberimiz H.Muhammad Mustafa (s.a.v)in hatırasına ithafen yazılan
Hayat hikayesinin 98.bölümü



kim ne derse desin
alıp başını dağ başlarına vuran
uzak dağların üzerindeki yalnızlıktan
diri duru inzivalar devşiren gönlümüzde
sessizce tebessüm eden gün ışıklarıydı

hasbi bir duruşun nöbetini tuttuk
bunaldığımızda kaçacağımız yerdi
kendisine firar edilecek olandı
rengarenk çiçekler
muhteşem gökkuşakları
zarif kar taneleri

fecrin tuvalinden yıldızları avuçlayıp
düşlerimize serperken de,
gecenin beşiğinde ayı ikiye bölüp
tazarrular bestelerken de
bahçemiz gülistandı

ateşimizi söndüren bir saba esintisiydi
gül goncası olup açacaktı yüreğimizde
ruhumuza gıda
zamanımıza hayat olacaktı

yalnızlığımızın en ucuna
söz değmemiş tenha kıyılara
kelamın direklerini dike dike
bir çağdan çıkıp
bir çağa daha
bir daha
bir daha koşmak için

aynı dilden söylenenleri
aynı sesleri verdiği zannolunan o gamlı besteyi
gökkubbenin sarrafına inci kıratında sunsun diye
mavilerin boşluğuna uzayıp giden
bize masallar anlatsın diye
evvel zaman içinde ki aşkları dillendirsin
eski bir süvarinin yunt atına mahmuz vurup
yağmalanmış ülkelere koştuğunu anlatsın diye

mevsimleri şaşırmadan
karlar altında nevbahar gibi
alımlı alevlerde yağmalanmış kalpleri
yaksın diye sonra
ya sevgiden yorgun
ya sevgiye vurgun
o güzellerin başında
mersiyeler okunsun diye

o güzelliklerin hakkı olan heyecanla
o sonsuz incelikleri yansıtan nezaketiyle
yüklenen yüreğimiz
hayat kadar ışıltılı
bahar gibi rengarenk yaşasın diye

beton dökülse de üzerimize
hiç tereddüt etmeden
bir o kadar kararlı
sessiz ama duru bir dere yatağı gibi
akmaya devam etsin diye hayallerimiz

*
hendek kazı işinde
sahabilerin gösterdikleri üstün gayretlerinin
Allah ve resulüne olan bağlılıklarının en açık bir delili idi
çalışma sırasında ihtiyaçlarını görme durumunda kaldıklarında bile
peygamber efendimizden izin almadan
işlerinin başından katiyen ayrılmıyorlardı

bu durum elbette
sahabiye yakışır bir fedakarlık ve feragat örneği idi
Cenab-ı Hak da gönderdiği ayetlerde
onların gerçek müminler olduklarına
eşsiz sadakatlarına şahadet ediyordu

‘Müminler Allah’a ve resulüne iman eden kimselerdir
müslümanları ilgilendiren mühim bir iş için
onunla beraber toplandıkları zaman,
peygamberden izin almaksızın oradan ayrılmazlar
senden izin isteyenler
Allah’a ve resulüne iman etmiş olanlardır…

‘birtakım işleri için senden izin isteyenlerden
dilediğine izin ver
ve onlar için Allah’tan af dile
muhakkak ki Allah çok bağışlayıcı
çok merhamet edicidir…’

resul-i ekrem ve müslümanların
ciddiyetle sarıldıkları bu işi
münafıklar ise hafife alıyorlardı
oldukça gevşek davranıyorlar
canları istediği zaman da
resul-i ekremden izin alma ihtiyacı bile duymadan
çekip gidiyorlardı

zaman zaman da canlarını dişlerine takarak çalışan
iman, sadakat, feragat ve gayret timsali sahabilerle
istihza ediyorlardı
morallerini, huzurlarını bozmak için de gülüşüyorlardı
Cenab-ı Hak, indirdiği ayet-i kerimelerde
bu hareketlerinden bahsederek şöyle buyurdu

‘peygamberi, birbirinizi çağırdığınız gibi çağırmayın
sizden birbirinizi siper ederek
resulullahın huzurundan sıvışanları
şüphesiz Allah bilir
O’nun sünnetine muhalefet edenler
başlarına bir bela gelmesinden
yahut pek acı bir azabın kendilerine erişmesinden sakınsınlar…’

yorucu bir çalışma neticesinde,
hendek kazı işi altı gün sürdü.
hendek beş arşın derinliğindeydi
genişliği ise, en namlı süvarilerin dahi
kolay kolay atlayıp geçemeyeceği kadardı

sadece bir tek yeri aceleye geldiğinden dar kalmıştı
oradan atlılar geçebilirdi
bu sebeple peygamber efendimiz
orası hakkındaki endişesini şöyle açıkladı
küşriklerin buradan başka bir yerden
geçip gelebileceklerinden korkmuyorum

resul-i ekrem, çarpışma boyunca
bu dar kısmı nöbet tutturup bekletecektir
ayrıca peygamber efendimiz (a.s.m.)
hendeğin münasip kısımlarına giriş çıkış yerleri yaptırdı
düşman gelip hendeğin önüne karargahını kurunca
buralara nöbetçiler dikecek
başına da zübeyr bin avvam hazretlerini tayin edecektir

islâm ordusu 3000 kişiden ibaretti
bu, sayı bakımından düşman ordusunun üçte biri demekti
sadece 36 atı vardı
orduda biri Muhacirlerin
diğeri ensarın olmak üzere
iki sancak bulunuyordu

resul-i kibriya, karargahını sel’ dağı eteklerinde kurdu
ordunun sırtı bu dağa geliyordu
harbe katılmayan kadın ve çocuklar ise
kale ve hisarlara yerleştirildi
yiyecek maddeleri, kıymetli ve ehemmiyetli eşyalar da
yine bu hisarlarda muhafaza altına alındı

hendek, henüz yeni bitmişti ki,
ovayı düşman çadırlarının kapladığı görüldü
düşman, karargahlarını medine’nin kuzeyinde
uhud savaşının cereyan ettiği sahada kurdu

hendekle karşılaşmaları, şaşkınlıklarına sebep oldu
o ana kadar böyle bir harp taktiği görmüş değillerdi
bu durum morallerini sarstı
halbuki onlar
medine’yi tamamen ele geçirecekleri
hayal ve ümidiyle çıkıp gelmişlerdi
eli boş dönmeyi düşünmek bile istemiyorlardı

mücahitler,
on bin askerlik düşmanı görmekle asla korkmadılar
ve tereddüt etmediler
resul-i ekrem çadırında bulunuyordu
yanında hz. ebu bekir de vardı
müslümanlar hendek kenarında düşmanı gözetlemek
ve nöbet tutmakta idiler
bu sırada hz. ömer, resulullahın huzuruna çıktı

ya resulallah …aldığım habere göre
beni kurayza yahudileri anlaşmayı bozmuşlar
ve düşmana yardım kararı almışlar.

beklenmeyen bu haber
peygamber efendimizi oldukça müteessir etti
halbuki, bu kabilenin reisi
ka’b ibni esed ile anlaşması vardı
bunun için o taraftan çok emin idi
üzülen efendimizin dudaklarından şu cümleler döküldü
‘hasbünallahü ve ni’melvekil ‘
Allah bize yeter, O, ne güzel vekildir

resul-i kibriya efendimiz
durumu tekrar inceden inceye tahkik etmek
ve onlara nasihatta bulunmak üzere
evs kabilesinin lideri sa’d bin muaz
hazreç Kabilesinin lideri sa’d bin ubade,
abdullah bin revaha
havvat bin cübeyr’i
beni kurayza yahudilerine şu talimatı vererek gönderdi

gidiniz, bakınız
şu kavimden bize erişen haberin doğruluğunu
bir kere de siz tahkik ediniz
eğer doğru ise
onu bana halkın anlayamadığı biçimde
kapalı bir dil kullanarak bildiriniz
açıkça söyleyip de halkın kalbine korku ve zaaf düşürmeyiniz
şayet, onlar aramızdaki anlaşmaya sadık bulunuyorlarsa
bunu halka açıkça ilan edebilirsiniz

güzide sahabiler
beni kurayza yahudilerinin yurtlarına gittiler
anlaşmayı bozmanın çirkinliğinden bahsederek
onlara nasihatta bulundular
onlar kulak asmadılar
anlaşmayı bozduklarını açıkça ilan ettiler
hatta efendimiz hakkında ileri geri konuşacak kadar
küstahlıkta bile bulundular

müslüman elçiler bu durumdan son derece rahatsız oldular
kurayzaoğullarının öteden beri müttefiki olan
hz. sa’d bin muaz
sizinle cenk etmedikçe Allah canımı almasın diye
hiddetli hiddetli konuştu
daha sonra müslüman elçiler geri dönüp, durumu
resul-i kibriya efendimize kapalı bir dille arz ettiler

peygamber efendimiz onlara,
haberinizi gizli tutunuz. ancak bilene açıklayınız
çünkü harp, tedbirden ve aldatmaktan ibarettir diye konuştu
artık medine çepe çevre düşman tarafından sarılmış demekti
Cenab-ı Hak, bu hususa şöyle işaret buyurur

‘o vakit düşman orduları size hem yukarıdan
hem de aşağıdan saldırmışlardı
öyle ki, onların dehşetinden gözler yılmış
yürekler ağzına gelmişti.’

bu esnada kurayzaoğulları
huyeyy bin ahtab’ı kureyşlilere göndererek
medine’ye geceleyin baskında bulunmak üzere
müşriklerden 100, gatafanlardan da 100 kişi istediler

onlar, bu kuvvetle birleşerek
medine kale ve hisarlarındaki
kadın ve çocuklar üzerine baskın yapacaklardı
bu haber müslümanları büyük bir telaşa düşürdü
resul-i kibriya derhal geceleri
medine şehrini muhafaza etmek için
zeyd bir harise hazretlerini 300 askerle
seleme bin eslem’i de 200 askerle medine’ye gönderdi

bu kuvvetler,
gece sokaklarda devriye gezip tekbir getireceklerdi
bu esnada beni kurayza yahudileri
bir iki baskın teşebbüsünde bulundularsa da
muvaffak olamayıp geri çekilmek zorunda kaldılar

beş yüz civarında mücahidi medine’ye gönderip
şehri koruma altına alan resul-i kibriya
kendisi de geceleri
düşmanın oradan geçebileceği düşüncesiyle
hendeğin en dar yerini bizzat bekliyordu.

münafıklar,
evlât ve ahalimizi yalnız bırakıp da burada
sefaletle beklemek akıl karı değildir diyerek
müslümanlara şüphe ve vesvese vermeye çalışıyorlardı
bir kısmı ise bizzat resul-i kibriya’nın huzuruna çıkarak
evlerimiz medine’nin dışındadır
duvarları da alçak olup düşman ve hırsızlara açıktır diyerek
hendekten ayrılma müsaadesi istiyorlardı

efendimiz bunların bir kısmına müsaade etti
aslında münafıkların maksadı böyle kritik bir anda
ordudan ayrılarak müslümanların maneviyatını bozmaktı
bu, onların her zaman başvura geldikleri bir taktikti

Cenab-ı hak da indirdiği vahiyle onların
bu müsaade istemede samimi olmadıklarını
şöyle açıklıyordu

‘onlardan bir topluluk da
ey yesrib ahalisi, burada tutunamazsınız
evlerinize dönün diyordu
İçlerinden bir başka topluluk ise,
evlerimiz korunmasız diyerek peygamberden izin istiyordu
halbuki evleri korunmasız değildi
onların firar etmekten başka bir niyeti yoktu…’

düşman, hendek arkasında çarpışmanın
bir hayli zor olacağını biliyordu
buna rağmen bütün hazırlıklarını tamamlayarak
var kuvvetiyle hücuma geçti
hendek, işlerini tahmin ettiklerinin de üstünde güçleştiriyordu
hendeği bir türlü geçmek imkan ve fırsatını elde edemiyorlardı
haliyle bu da ümitsizliğe düşmelerine sebep oluyordu

sonunda çarpışma uzaktan uzağa ok atışlarıyla devam etti
bu da, işin uzamasından başka bir şeye yaramıyordu
hücumlarından bir netice elde edemediğini görünce
müslümanları muhasara altına almaya karar verdi
zaten başka yapacak bir şeyleri de yoktu

redfer

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (9)

5.0

100% (9)

Söz değmemiş tenha kıyılara Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Söz değmemiş tenha kıyılara şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
söz değmemiş tenha kıyılara şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Ertürk Mustafa
Ertürk Mustafa, @ert-rkcmustafa
24.12.2022 12:30:56
5 puan verdi
şiir de güzel müzik de
müzik rorigo' nun olmalı
emeğinize kültür birikiminize saygıyla
deniz_tayanç1
deniz_tayanç1, @deniz-tayanc1
24.12.2022 00:00:43
5 puan verdi
Roller verildi.
Cennete.
Roller verildi.
Cehenneme.

Çetin bir gün.
Nefesleri salıvermek müşkül.
Nefesleri almak müşkül.

Adını Allah vermiştir onların.
Münafık.
Yine Allah vermiştir onların adını.
Mümin.

Rasul i Kibriya.
İnsancanın zor sınavında.
Hasbunallahi ve nimel vekil.
Der Peygamber lisanı.
Bildirir âlemlerin Rabbi.

Yaşandı ilahi nizam.
Yaşanacak ilahi mizan.
Soğuk bir yeldi tozan.
Müştikleri bozan.

Efendimize salât ve selâm olsun.
Aline ashabına selâm olsun.
Yazana Rabb'im merhamet etsin.

Çok saygımla Üstadım.
TUĞAL  KÖSEMEN
TUĞAL KÖSEMEN, @tugalkosemen
23.12.2022 18:41:10
5 puan verdi
Çok güzel...
Arı-duru,sakin akan pırıl pırıl bir nehir muhteşemliğinde akıp gidiyor dizeler.
Anlatım konu hakimiyeti ve akıcılık çok güzel.
Değerli şairim sn.redfer bu nadide eserin tümünün çok güzel olacağı inancı ile güzel gayretinizi en içten ve samimi duygularımla takdir ediyor,kutluyorum.
Selam ve saygımla,esenlik diliyorum.
sevenol
sevenol, @sevenol
23.12.2022 17:40:58
5 puan verdi
Yüreğinize ve emeğimize sağlık.
Tebrikler
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL