Gönlümün zindanında hükümlüdür gurbet
Kavgamız yüreğimizle
Bitmez bu savaş ilelebet
Hüznümüz martıların dilinde şarkı
Tellerden dökülen nihavent nağme
Sırtımıza vurulan en büyük devlet
Sızımız ıslatır kadehlerdeki dudak izlerini
Hiçbir kriminal analiz çözemez
Bulutsuz gece kadar pürüzsüz acılarımı
Tut ki ıskaladım can yakan yan bakışlarını
Tut ki gözlerinin gölgesinde can verdim
Ve zekâtını ödemedim hasretinin
Gönlünden süpürmek midir
Yokluğuna sürüklemek midir
Sana müştak kalbimin diyeti

Hangi sevdanın katili değildir vedalar
Bütün istasyonlara gömülüdür ahlar
Gözyaşı mezarlığıdır bütün limanlar
İçimizi yakan dönüşü olmayan yollar
Kırık kalpler güzergahıdır
İmzasız mektuplar aşkın isyanı
Pulsuz beyanlar intihar
Kabul görülmemişse terkedilmek
Haramdır artık dolu dolu nefes almak
Tut ki ellerin değmedi ellerime
Tut ki cennet kokunu çekmedim ciğerime
Ve seni hiç işlemedim gümüş sicimle yüreğime
Kaldırıp raflara yeminlerimizi unutmak mıdır
Düşlerimize ihanet edip soldurmak mıdır
Sana meftun kalbimin diyeti

Sevdanın marazı
Gurbetin türküsüdür hasret
Gönlü incelene zahmet
Belini büktüğüne zerafet
Hasmına illet
Hısmına haz verir ebed müddet
Ana rahmine beraber düşmüşüz
Pay verilmiş levh-i mahfuzda
Kırklar deminde öğütlenmiş
Nasırlaşmış yüzüme
El pençe divana durmuşum önünde
Geceler çürütmüşüm
Mesailer harcamışım nev-i şahsına
Rezil olmuşum aşinama
Dostuma maskara
Gönlümdeki aşk uğruna
Tut ki hasretinden prangalar eskitmemişim
Tut ki adını mıh gibi aklımda tutmamışım
Ve tutuklu kalmamışım gönlünün burçlarında
Bal gözlerinden sürgün edilmek midir
Anavatanından hınçla sürülmek midir
Sana mecnun kalbimin diyeti