8
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
696
Okunma

Peygamberimiz H.Muhammad Mustafa (s.a.v)in hatırasına ithafen yazılan
Hayat hikayesinin 74.bölümü
belkide
arafta en ince kabuğundayken cennet ile cehennem
bir tevbenin kanadında idi
belki de at sürdü bir sultan gönüllere
lirik bir aşk oluverdi
korkunun ve umudun şimşeğine
bir gök gürültüsüyle yandı yanan da
peygamberler aşkına
kabe ve zemzem aşkına
hurma ile hac aşkına
ne hoştu, renk renk, çiçek çiçek o mesimler
ne güzeldi mirac’da gece yürüyüşüne çıkar gibi
gece yarısı kutlu sevgili
nur ile küfrü ayırandı
o kutsal kitap
arz ile semada
bu kitaba hayrandı her hitap
hiçbir kelam
hiçbir söz
eş olmadı bir harfine
şairler şöyle dursun
övgüsüne aciz kaldı şiirler
öyle ya,
karınca süleyman ile nasıl bahsedebilsin
hikayeler hakikate nasıl dönebilsin
öyle kitap ki,
rumun elbette mağlup olduğunu da
lokman’ın secde ederek hikmetle dolduğunu da
orduların ahvalini de
sebe kentinin halini de
bize dosdoğru anlatandı
ant olsun göğe ve burçlara ve gece yıldızına
Rabb’ın pek yüce adını anarak and olsun
sarıp bürüyen kıyamete...
ve and olsun
tan vaktinde kutsal beldeleri kuşatan rahmete
güneş’e de ant olsun,
geceye ve kuşluk vaktine de
öyle bir kitap ki
yoktan Yaratan’a özge bir sanat
saf saf duranlar aşkına
ve sad aşkına
ve kafir olanlar
bölük bölük cehenneme sevk edilmişler aşkına
ant olsun
o müminler ki
göğsündeki imana, nefsindeki gümana
ant içerek
namazı dosdoğru kılarak
altın ile mücevherlerden manevi süsler alarak
girerler menzillere
öyle ki
ne zifiri gölgeli alev saçan dumanlar
ne diz çökenler
ne vuruşarak koşanlar
ne de kum tepelerince zulümlere batanlar
onu döndürebildi yolundan
o öyle
övülmüş elçi ki
ona fetih müjdelendi
altından ırmaklar akan saraylar müjde verildi
tozu dumana katanlar aşkına
tur dağından yıldız doğar
ay çıkar
Rahman kıyam et dediyse
elbet kıyamet çıkar
dağlar pamuk pamuk atılır çevremizde
demirleri eriten mücadele çatılır çehremizde...
o günde
hani dönecek ya her şey mülkün Sahibine
hani yazan kalem
yazacak ya hakikati yeniden
yine o kalem
yüksek makamlara yazınca peygamberler kaderini
nuh’u ,tufana yazdı
denizler yana yazdı
örtünüp bürünen aşkına
elbet gümüş tepsilerden saçılacak cennet baharları
nevbet be nevbet
yüz çevirdi cemilinden cemalin
ah gafil insan
güneş dürüldüğü
gök ayrıldığı vakit
vay haline
sema yarıldığı vakit
ant olsun göğe
ant olsun burçlara
ant olsun gece yıldıza
ant olsun
Rabb’ın pek yüce adını ananlara
and olsun
tan vaktinde kutsal beldeleri kuşatan rahmete
güneşe de ant olsun
geceye ve şafak vaktine de
o gün açık olacak gönüllere
ve açılacak gönüllerde ki güllere
ant olsun
incire ve zeytine ant olsun
O’ Rab ki
insanı bir kan pıhtısından yarattı
kadir gecesinde üstüne rahmet rahmet
açık bir belge
mukaddes bir kitap bıraktı
kevser hakkı için
mühürlü kalpler
madem kafirler yardımı terk eder
dağlansın ciğerler
eli kuruyasıcanın eli kurusun
ey elçi
sen ki
Rahman’ın özge kulusun
hemen Allah’a yönel
tan yeri yeniden sökülürken
insanlar dehşetle dökülürken
hemen Allah’a sığın
Yaratan aşkına
ant olunanlar aşkına
*
ka’bu’l-eşref aslen araptı
babası, beni tay kabilesinin bir kolu
nebhanlıydı
bir kan davasına karıştığı için
cahiliye devrinde
medine’ye gelip yerleşmişti
medine’de
beni’n-nadir’e dost olmuş
onlardan kız alarak evlenmişti
ka’b bu evliliğin mahsülüdür
ka’b uzun boylu, cüsseli bir insandı
kafası iri, karnı büyüktü
annesi akile bintu ebi’l-hukayk
yahudi olması
yahudi kültürü üzerine yetişmesi sebebiyle
ka’b arap değil
yahudi biliniyordu
ka’b bin eşref
muhteris bir yahudi
meşhur bir şairdi
muhteşem bedir muzafferiyetinden sonra
kıskançlık ve düşmanlığından
efendmiz (s.a.v.) ve müslümanları
hicveder dururdu
mekke’ye giderek de müşrikleri
müslümanlara karşı tahrik eder
bedir’de öldürülen müşrikler için
mersiyeler düzerek
onların intikam ve düşmanlık hislerini
kabartmaya çalışırdı
müslümanların kız ve hanımlarına
dil uzatacak kadar küstahtı
şiir ve hitabetin arap hayatında büyük rolü vardı
o günün şiir ve hitabeti çok ileri düzeydeydi
yahudi şairin islam düşmanlığı
etrafa da sirayet ediyordu
resul-i ekrem bu menhus adamın
şiirlerinin önüne geçmek için çareler arıyordu
ka’b’ın, yalnız şiirleriyle
islam düşmanlığı yapmakla iktifa etmediğini
peygamberimiz (s.a.v.)’in
vücudunu ortadan kaldırmak için
menfur bir planla suikast tertiplediği de
kaynaklarda yer almakta
ibnu hacer
ka’b’ın öldürülmesini şu şekilde kaydeder
ka’b bir yemek hazırlar
yahudilerden bir gruba
muhammed’i bir ziyafete çağıracağım
gelince siz bir punduna getirip öldürün
dedi…
ziyafet hazırlandı
resulullah da çağrıldı
birkaç ashabıyla gelmişti
oturduktan sonra cebrail aleyhisselam
heriflerin planını haber verdi
resulullah kalktı
cebrail’in kanatları altında
oradan çıkıp gitti
resulullah’ı kaybedince onlar da dağıldı
aleyhissalatu vesselam,
işte bu sırada
ka’b’ı bana kim halledecek.demişti
ka’b’ın öldürülmesi
sadece hicvedici şiirler yazması sebebiyle değil
daha başka muzır faaliyetleriyle
bu cezaya müstahak olmuştu
böyle bir adamın vücudu
islamiyet için zarardı
bu işi resul-i ekremin müsaadesiyle
ashabdan muhammed bin mesleme
iki - üç arkadaşıyla üzerine aldı
bir gece vakti evine giderek onu öldürdüler
kur’an’ı kerim’de
‘kendilerine kitap’tan nasip verilenleri görmedin mi
putlara ve batıla -tanrılara iman ediyorlar
sonra da kafirler için
bunlar, Allah’a iman edenlerden daha doğru yoldadır.diyorlar
bunlar, Allah’ın lanetlediği kimselerdir
Allah’ın rahmetinden uzaklaştırdığı -lanetli kimseye
gerçek bir yardımcı bulamazsın.’
mealindeki ayet inerek
melun ilan edilen bir şahıstır kab
ayette olduğu gibi
Allah tarafından lanetlenerek
manen idamına karar verilen
bu adam hakkında
hz. peygamer (a.s.m) de idam kararı vermiş
muhammed b. melseme
bir kaç arakadışıyla
bunu infaz etmişti
redfer
5.0
100% (14)