3
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
698
Okunma
Dışarıda lapa lapa kar yağıyor,
Bense puslu bir camın arkasından
Çocukluğumun çığ düşmüş,
Düşlerini ısıtma telaşındayım.
Pencereme yansıyan ben, ben değilim,
Çığlıklarımı yansıtmıyor, bu resmin,
Oysa iliklerimde hep aynı sızı var,
Yanılsamalara aldanmayın, ben değilim…
Sadece uzun metrajlı bir filmin
İlk sahnesini izliyorum
Ve zamanın yorgunluğuna yenilmiş,
Hissiyat fakiri bu şehrin göbeğinde,
Adım atışımı hissettirmeden,
Volta atıyorum.
Yosun tutmuş kaldırım taşları üzerinde.
Nasıl desem bilemem ki,
Hoyratça harcanmış hayallerim yüzünden,
Hezeyanlarımla dolu bu sokaklar,
Kocamış bir çınarın gölgesinde yetim kaldı,
İsyana yeltenen duygular.
İşte bu yüzden;
Çelimsiz ve yorgun düşlerimin
Özgürlüğüne adadım kendimi,
Bu yüzdendir Kaf dağının eteğinde,
Anka kuşunu bekledim yıllar yılı,
Bir haykırış vaktidir belki de,
Düşlerimin; varlığını hatırlatmak için
Belki de zaman akışına bırakmıştı geçmişi,
Belki de sesim bu kadar gür değildi,
Bakmayın öyle, masum değil geçmiş.
Karanlığa gömülmüş gerçeğin,
Aydınlığa açılan kapısını çalmaktayım..
Hangi gerçekliği arıyordu zaman?
Beni mi?
Bensizliği mi?
Yoksa umuda açılan yolcuğumun
Pas tutmuş anahtarını mı?
Erdal EBEM
5.0
100% (7)