3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1115
Okunma
Tutulmuştum bahçemin açılan goncasına
Gel demişti bülbülüm, yangından gelemedim
Sarıldım umut gibi, ateşin kancasına
Del demişti bülbülüm, yangından delemedim
Karanlık gecelerin, elbet olur sabahı
Buram buram zikirler, dondururlar günahı
Açılınca goncalar, yüreğimdeki ahı
Sil demişti bülbülüm, yangından silemedim
Geçti benim günlerim, murada aka aka
Aşkıma renk vermiştim, ateşe baka baka
Söyleşirken güneşle, içimi yaka yaka
Sol demişti bülbülüm, yangından solamadım
Közlerim secdedeyken, şimdi vuslat zamanı
Işığı karşılarken, gelsin tenin dermanı
Doğunca umutlarım, kalbimdeki hüsranı
Yol demişti bülbülüm, yangından yolamadım
Bahçeler tutuşurken, güllerim hep niyazda
Ateş içinde bile, hâlâ gönlüm ayazda
Mevsimlerin güldüğü, yıldız yüklü ilk yazda
Kal demişti bülbülüm, yangından kalamadım
Damlama ey gözlerim, gonca güller açmadan
Sarıl şimdi ateşe, bucak bucak kaçmadan
Bitir acılarını, heceleri saçmadan
Sal demişti bülbülüm, yangından salamadım
Gitmek için maksada, zamanın karasını
Koşmak için murada, içimin yarasını
Varmak için vuslata, sancımın şurasını
Çel demişti bülbülüm, yangından çelemedim
Ey Pervânem gökyüzün, olsun sana avize
Hislerini hep eğdir, içindeki kor ize
Damla damla ak artık, hiç olmazsa bir nebze
Gül demişti bülbülüm, yangından gülemedim