4
Yorum
40
Beğeni
0,0
Puan
855
Okunma

ah yâr!..
merhametle kanattığın dudaklara
ateşten bir gül yakışıyordu
güller ki kokusunu bir pervanenin
uykusuna aşılıyordu
İçinde mukaddes uçurumlar
yüzümde bir gökyüzü telaşı
ilahi vadesi noktalanmış yağmur damlası gibiydi
ah o göğe geri çekilen kanatlar
kanatlara azap değdi
yıkıldı hatlar
söndü ışıklar
karanlığa ter akıtıp gömüldü kuşlar
dalına göz koydum
çalım etti lale
isini derdiyle şıralayıp gitti yüreğimin
ses versem yıkılır kalem
söz etsem çakılır bir kırık lâl’e
üstünü karalayıp gitti cümlemin
gördün mü
harekesi devrilmiş bu yalnızlık nereden
kimindi bu ferman
kimindi bu sırtından lâl oyulan endam
yıldızları bir bir sıfırlandı gecemin
doymadı zemin
acı toprağa kök salanda
vakit sulara beste yakanda yâr
ah yoluna âşık ayaklar
yürüsem
aşınmaz mı her adımda bir âlem
taşınmaz mı her aşımda bir mânâ
her soluğum anonim bir yolculuktur sana
derdimi yükleyip karışsam tozuna
şiir olup kıvrılsam kapına
erenlerinden olsam
erer miyim ben de sabahına yâr
aklıma işgaller dayandı
kavga aralarına sızan bu şeytanı kim andı
sorular da/yandı durmadan
isminden alev aldı uzaklar
saflar yandı
kitaplar yandı raflar da yandı
her çiçeğin özünde bir orman
özünde özüm yandı hasretinden yâr
bir alev ki
sazlığını baştan başa yakıyordu
o sazlık ki bülbül olmuş
vuslat" diye şakıyordu
yırtıldı zarım
son bir sayfa açtım yüreğimden yüreğine
sözümü
gözümü ve sesimi kurban ettim kıblene
duymadın mı
_boran