0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
310
Okunma

VUSLATSIZ YARIN
Ey gökyüzümün güneşi
gecelerimin ayışığı
adın her an dilimin ucunda
ezelden ebede dualarla
semaya uzanan ellerimde sen
sen gezinirsin ruhumda
gözucuyla bir bakışına iliştirdiğim ömrüm
dudaklarıma iliklediğim adını
yüreğime percinledigim sevda ile yaşarım
gel de o mahmur bakışlarını seyreyltme benden
sökme dilime nakış nakış işlediğim adını
bırak da sahrada susamışlığım kadar
kana kana banayim gözlerinden aşkı
varlığın sol göğsümde devinip dursun
yitirsin mesafeler hükmünü
uzun gecelerde
düşeyim düşte yollara
sana varmak için
fısıldayarak adını kaldırım taşlarına
bırak da geleyim yanına
iyi
tamam
peki sözcuklerini
bıçak kesiği gibi saplama şah damarıma
nasıl ki
ilk günden kavradım o minicik ellerini
bir kısrağın yelesi gibi okşadım saçlarını
mecalsiz anlarımda
duydum bal taşıyan arının kanat seslerini
öyle bir bekleyiş ki benimkisi
kursağımda düğümlenmiş bir lokma misali boğulmaktayım
ikindi vakti sonrası güneşin gökten indirdiği ateşle yak naaşımı
soğuk bir elveda
ciliz bir sesle okunacak fatiha’yla göm kalbinin derinliklerine
her yanın zifiri sensizlik ile kaplıyken
ezelden ebede istemem vuslatsız bir yarın
Efkan ÖTGÜN
5.0
100% (3)