12
Yorum
36
Beğeni
0,0
Puan
1342
Okunma

-anısına saygıyla Yasemin Özdemir’e-
Gülüşüyle ısınıp derdine yandığımız
Hep yanı başımızda hep bizim sandığımız
Bazen mutluluk alıp bazen aldandığımız
İçimizde kor olup külde gizlenen yıllar.
Eskileri andıkça sarmalarmış insanı
Gündüzün gül akşamı, gecenin sabah yanı
Yeni baştan yaşasak eğer varsa imkânı
Hasretiyle ağlatan, ânı özlenen yıllar.
Yaraya şifa sayıp tuzlar ekilir durur
Hayali karşımızda her ân dikilir durur
Sabırlar tespihinde elden dökülür durur
Dostluklarla bezenmiş, yolu gözlenen yıllar.
Ah geçmese diyerek dualar ettiğimiz
Aynalardan yansıyan, bir ânlık tattığımız
Fark etmeden usulca geçip de gittiğimiz
Yavaşlasın dedikçe daha hızlanan yıllar.
Yağıp ıslatan yağmur, akıp giden gök çay mı
Kırk yıl hatırlı kahve, kırda içilen çay mı
Bir yandan batan güneş bir yandan doğan ay mı
Acele gitmek için nice nazlanan yıllar.
Ömrümüze kök salmış dallanıp budaklanmış
Elemlerle suçlanmış, sevinçlerle aklanmış
Akıp giden zamanda anılara saklanmış
Örümcek ağlarıyla artık tozlanan yıllar.
Maziyi hep yittiği o yerlerde aradım
İzini bulmak için kederlerde aradım
Hazan bahçelerinde bilmem nerde aradım
Karlar yağmış üstüne, yitmiş buzlanan yıllar.
Gıyasi AYDEMİR