65
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
4219
Okunma


Hepimizin içimizdeki apoletlerimizi söküp nefer olarak katılacağımız bir Kurtuluş Savaşı var önümüzde kanı durdurmak için.Tam Bağımsız Türkiye için.
Şehidim Hüseyin Avni Korkmaz’ın adıyla bütün şehitlerimize
-İlo Can’a mektup-
ne çok evsin var ve ne çok avcı
’oniki yaşında ana olmuş
çelimsiz kız çocuğu’ görünüşü buğdayların
fısıltısı şimdiden kulaklarımda
harman bereketsiz hasat yalancı
ekmeğimin anası/anam/toprağım/ tarlalarda
mayıs donlarıyla bademlerde kirazlarda elmalarda
yağmursuz susuz baharlarda
vurulmuşum can vurulmuşum
yollar fren balatası kokuyor
yükleri ağır çağdaş katırların
ağızları köreliyor feryatla
hız kesen çelikten satırların
hızını kesmiyor kan
kancık kokuyor kan
hızını kesmiyor pusudaki ferman
frenleri patlak mayınların
patlayıcıların ve canlı bombaların
yıllar girmiş araya/ yine anafartalarda
dağ başından farksız bulvarlarda
yarışmayı bilmediğim kulvarlarda
vurulmuşum can vurulmuşum
-zordayım/dardayım/ateşteyim/hardayım
zemheride yuvasızım/uğursuz bahardayım
kopmuş kolum başım önde kırılmış dalım-
canım çekiliyor damarlarımdan
ihanet sırtımdan kanıyor
ihanet ateş kusuyor kalleş namlularından
bir parçam yığılıyor pülümürün eteklerine
bir parçam şirvanda yıldız topu
gün düşüyor gözlerimden sancağa
çığlığım yayılıyor ülkemin gecelerine
ay tedirgin yıldız naçar ansız/cansız kaymalarımda
bıçaklanıyor misak-ı milli anlık izimde
bir daha/ bir daha/ defalarca/ tekrar tekrar/ yurdumda
yağlı kurşun gül olmuş avurdumda
her şeyimi bırakarak ardımda
vurulmuşum can vurulmuşum
ciğerim delik/ aklım darmadağın
sol yanım afat sancıyor
yor yor yoruluyorum
her bir uzvum başka bir yerde/ başka bir yerde
tabutlarda bayraklara sarılı/ bayraklara sarılı
yüreğime damlıyor gözyaşları/
başucumda ağlaşanların/ gözyaşları ağlayanların
fırata karışıyor kan suretinde
dicleye karışıyor kan suretinde
–ki gerdanlığıdır onlar ’uygarlığın beşiği’ denen yosmanın-
en güvendiğim yerlerde
katran karası seherlerde
kederle donanmış öfkelerde
vurulmuşum can vurulmuşum
-vurgunum/kırgınım/yorgun-argınım
elim-kolum bağlı/ dilim budanmış
yalnızlık denizinde korumasız bir salım-
zinciri derin/ dizgini uzun/ sırtı pek karnı tok/ meydanı geniş
tutan el kimin bilinmez mi tetikçinin boynundaki tasmanın
tarihin paslı saati hiç böyle ’zor’ çaldı mı
babil babil olalı bu kadar alçaldı mı
üzümü böyle talan edildi mi bahçesindeki asmanın
en şanlı bayramlara hazırlanan taklarda
cellat elinde kalmış kıstaklarda
pusulu sunaklarda
vurulmuşum can vurulmuşum
kütüphanesinin mürekkebi ıslak mı hâlâ
mavisi hâlâ kanla karışık mı ’mor’ renginde fıratın
sürer mi koşusu dört nala
’kaltak’ eyerli barbar atların
bağrında bir zamanların
’ilim başkenti’ bağdatın
yürek can sınavında/ üstünde/titrer
’kıldan ince kılıçtan keskin’ sıratın
sınırlarımla oynayan coğrafi atlaslarda
timsah gözyaşlarında yalan yaslarda
oynak diplomatik temaslarda
vurulmuşum can vurulmuşum
-görkemli geçmişimi unutturmuş dün
bana zehir zerk eden gün alçağa düğün
uğru elinde serçe
yılan ağzında çığlık olmuş kartalım-
merhamet değil elbet umduğum insanlıktan
bir kurtuluş savaşı/ bir apolet sökümü şafağıdır beklediğim tan
usandım sabırla susmaktan/ sabırda usanmaktan
utandım/ usandı insanlığım kendinden utanmaktan
giz/li odalarda/ safça kanışlarda/ güdümlü yasaklarda
yurdumu talan eden/ ettiren yardaklarda
satış anlaşmalarına kaldırılan bardaklarda
vurulmuşum can vurulmuşum
ikbal sandığa saklanmış/ oy ister çıkmak için
bir demokrasi oyunudur ki omurgasından sakat
yaslanılan dağlar yapay/ soysuz/ mayınlı
asla delinemez/ aşılamaz/ yıkılamaz değil fakat
geleceğimi yazdığım umutlarda
rahmetini beklediğim bulutlarda
sen arkana bakmadan kaç/ sen sakın kaçırma tut/larda
vurulmuşum can vurulmuşum
-biriktim/ yüklüyüm/ doluyum/ gırtlağıma kadar doluyum
bir şimşek/ bir fırtına/ öfkesidir gözlerim/ artık dönülmez bir tufan yolum
ve yol hep ikiye ayrılır seçeneksiz bir sonda:
ölüm ve kalım-
MGA