1
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
434
Okunma

Uç ucuna teğellenmiş
Hatıralar silsilesinin
En zayıf halkası
Kesikler atıyor
Sine-i mührüme;
Toprak kokusu fışkırıyor ayalarımdan.
Kulağımda sesler
Sesin içinde tiz bir nida
Beni çağırıyor
Bilmediğim
Duymadığım
Lâkin hissettiğim şarkılar mırıldanıyor dilim;
Dilim dişlerimin arasında volta atıyor.
Ansızın gelen şeyler hatrına
Direniyor
Dileniyor
Ve diyorum ki;
Beklenmeden bekleyenlerin hürmetine
Ellerinde yüz yıllar evvelinden kalma
Nakışlı mendiller
Belki annedir
Belki eş
Belki de kardeş
Amma illâ kaburganın ağrısını bilenler namına
Rahminden dünyaya bereket indirenler
Beşiği kırık
Emzikten kesilmiş sabiler hatrına
Mabed bildiğimiz ne kadar yara varsa yâni
Say ki
Kutlu bir şafakta
Medine-i Münevvere de bir ezan
Mekke-i Mükerreme de bir salâ sesiyiz şimdi
Ahh gönlümün suskun dili
Susan,susayan yanan
ve de kanan
Kursağımdaki düğüm
Sükût eyle gayri
Ve anla
Yüzüm
Ellerim
Güneşe inanırken hâlen
Elbruz’un kızına
Maze’nin oğluna
Sözüm olsun ki
Içim içimden sökülürcesine
K’elime
K’elime
Yırtıp atacağım bu feryad-ı
Mağribten maşribe uzanan kollar
Uz gelecek gömleğime
Kör kuyulara atılan ipler kadar
Kavuşmaz olsa da iliğim
İlmek ilmek dokunacak
Hasırdan kefenim
Firak ve Vuslat
Omuzlarında taşırken naçiz cesedimi
Tüm ayrılanlar
Tüm kavuşanlar
Aynı duayı okuyacak
Yüzlerinde belirecek aminler
Aminler elbet yerini bulacak
Nasıl bilirdiniz sualinin muhatabı ben
İyilerden demenin kibriyle cebelleş olan siz
Haydi
Sual odur ki
Yakar
Yıkar
Nefs-i emmarenin bendini
Nasıl bilirsiniz
Sizde ki beni
.
.
.
Ruhu Azade/Nefs-i Levvame
5.0
100% (2)