Tıpkı bir Hint melodramı eşliğinde
Kadınlığımın güzelliğine
Düşüncelerimin sessizliği çöker
Üşürüm beklentilere
Geleneksel bir beğeni avlar gibi
Bir serap gören hayalet gövdesiyle
Evrenin gözlerinde yalnızlığımı suçlar
Uykusuz geçen her duama gerdanımı saçarım
Kalkınan bir devletin yüreğine bağlıyken
Gururum inceliğe hasret bir Tibet şarkısında
Rica ederim anlayın
Farkında olmadan yine söylevlere tutkunum
Düzeni eleştiren kâfirlik
Bir zamanlar si, bir zamanlar sol diye nota yazmayın
İsveç saçıma yaktığım kına kadar yerli bana
Boş verin Avrupa maskesini
Karşılaştığım her sualde
Açlığım bana mısın der
Acele girdiğim her mevzuda
Bunaklığın asaletini yaşar
Demokrasi avına açılırım
Eski şehrin görkeminde yine de
Ballı börekli kurcalanmak var
Kolyem edebiyatın açlığı
Öğüt beklemeyen dudaklarım
Dürüst severim, zamansız beklerim
Kıyaslamayın beni zehir zıkkım olan bohçacılarla
Bir gömlek içinde yok olan umutlarla
Bir gün bir diğerini arzular
Öylesine alışkının kaderin yuvarlanan kristal küresine
Nimetler adak beklesin
Günahım farklı olmak istemek değil
Hesap kitap peşinde
Yeşil gözlü nerde koşarsa
Aklım orada
Girdabın yöresinde
Zalim olmadım daha
Hangi gözde şiir varsa
Orada
Saadetin uykusunda
Kendimi tatmin ederim
Gerçeğin adına bir şövalye seçtim
Dudakları titrek kurak yargıları
Onunla bile aşık felsefemde
Mert bir oyun yaşarım.