1
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
332
Okunma
Günlerden bir gün.!
Ya pazartesi ya da salı.
Esir bir şehirde tutsağım ben.
Tutunduğum yer, hıfzıma çökmüş eski bir yalı
Bazen ölü, bazen de sağım ben.
Mecalim elli yaşını aşmış, altmışa dayanmış
Hayallerim hâlâ sabi bir çocuk
Üzerimde yamalı bir pantolon, yıpranmış bir gocuk.
Kapımı kış çaldı üç asır önce.
Üç asırdır şubatlar eksik olmuyor bacamdan
Özlemlerime cemre de iştirak etti
Bir yetim burukluğu tuttu haykırışlarımı, sesimden, soluğumdan, paçamdan
Unutulmuş insanlar arasına katıldım demin
Sessiz ve sakin bir kuytu aradım.
Yusufî kuyuları izledi gözlerim, ulaşmak istedim koşar adım..
Derin bir sahraya rastladım, inzivaya çekilmiş kumlardan bir zemin.
Günlerden bir gün.!
Ya pazartesi, ya da salı.
Gözümün önüne serilmiş bir halı
İklimleri şaşırdım, bir anda sıyrıldı güneş bulutların arasından.
Göğümün kuşağından bir damla tebessüm aşırdım.
Ve sıyrıldım çaresizliğin karasından.
Gördüm baharı..!
Umut yüklü kervanlar getirmekte
Kayıp bütün sevdalarım, çaresizliği terk etmekte.
Ve..!
Güneş doğuyor esir şehrin sokaklarına
Çekiliyor şakaklarımdan yalnızlığım
Bütün güzergâhlara sevinçler ekilmekte
Ve gönlüme meltem esintisi serpilmekte
5.0
100% (2)