0
Yorum
7
Beğeni
0,0
Puan
612
Okunma
Burası son mekan, son kelam
Miad güneşinin gökleri seyredişi
Kibir yükünü yüklendi enam
Masiyet memurları, nazarladı nefisleri
Sulh bozuldu, kılıçlar çıktı kınından
Haberler tez duyuldu, nefeslere pusu kuruldu
Nefesten çıkıldı, nefse uyuldu
Burası Ahir Zaman!
Gözler uyudu, burası zor mekan
Güneşe sırtını döndü aciz
Veli’ye deli denildi
Bu kalp; kirli ve pis.
Marifet toprağından nasipsiz
Sefil ve habis bir çukura defnedildi
İyilik üzre olan, iyilik üzre öldü
Gayrısına hüzün çöktü, azap döküldü
Müptedi gencin vechine vakit değdi
Nefsini yenenden, siyah pıhtı söküldü
Lâm!
Esfele tövbe, mevâ’ya selam
Mutlak güzergahını şaşanların
Haddini, hududunu aşanların
Haramlar ile uğraşanların durağına; iblis çöktü
Semalar bağrından yıldızlar söktü
Ateş olup yağdı gökler, nasipsizlerin üstüne
Bir kapıdan aralık, mazlumlar gözüktü
Lâm!
Bu melam, kalbimizi büktü
Uyuyanlar, uyanın!
Halık’tan gelen Nebi uyardı
Bir yol var ki, Hakk’tan
Gayrı bütün yollar zarardır.
Burası son mekan, son kelam
Lâm!
Bizi Hakk bâb’ına vardır