13
Yorum
33
Beğeni
5,0
Puan
452
Okunma
Ah o köprüler !
yolları birleştiren, gencecik fidanların altında gazel yakarak ,yüreğini ısıtan köprüler
sağ yanımda bir petrol ofisi ,sol yanımda başı öne eğik ,ateşin de gençliğini yakan bir çocuk ..
Ey ! çocuk evin yok mu senin?
Gökten dolu yağarken
hangi bela musallat oldu,? yüreğine
hangi kar dondurdu bedenini,?
öyle mahsun, öyle garip bir hali vardı ..
kış ’ı geçirmeli
bahar’ı görmeliydi
o mor halkalı baygın gözler!
’-bakınca donu yırtık bir dilenci gibiydi ;
ateşe sığınıp bakışlardan
saklıyordu kendi dumanında kendini..
kibir son hız sürerken Ferrari sini ,
ambulansın çığlığı yarıyor
köprüleri ...
ikiye bölünüyor insanlık !
hafiye gibi karanlığı süzerek ,
gördüm ki!
"kış lastiği patlamış bu dünyanın ,"
dört mevsim tekerlek gerek ..
kılıfını değişip
iki bank koyup ,
üzerine titreyerek uzanan
sancılı yürekleri ısıtmak gerek
Sabahı karanlık,
bacası tutuşmuş bu hayatın ;
içinde büyüttüğü , bir fidanı yakıyorsa
dünya denen cehennem
Gönül köprüleri yıkılmıştır
artık dünya ile Ahiretin sevdası mahşere kalmış...
insan gözleri kör ,
nefsin arzuları içinde
seyir halinde geziyor dünya yı
Bu yolculuk nereye kadar ?
Makber Cennet olur Mazluma !
Ayşe caniberk
gümüş kalpler
5.0
100% (20)