ey oğul
alemin varlık sebebi
göz bebeğisin
insan-ı kamilsin
cilvegahsın
ism-i azamın mazharısın
alem-i kübranın zübde ve icmalisin
alem-i suğrasın
sen

unutma
eşref-i mahlakatsın sen
hiçbir şey başıboş yaratılmış değil
bir sınav içindesin
Cenab-ı Allah’ın lütfuna mazhar olmak için
bir sorumluluğun var

iyilikle kötülük
hayırla şer
nurla zulmet sende birleşmiş
akıl ,irade bahşedilmiş sana
bu yüce ikramı
hak ve hakikat yolunda kullan
ömrünü sırat-ı müstakim üzere nihayetlendir


ey oğul
sen islam fıtratı üzere yaratılmışsın
asli vatanın ahrete doğru yol alırken
ne yapacağı hususunda özgürsün
göklere, yere ve dağlara teklif edilen emaneti
tereddütsüz yüklenmeyi kabul edensin

bu emanet seni
hem mükellef
hem de mükerrem bir varlık kılar
Cenab-ı Allah’la sözleşmen gereği
her tercihin
her onayın
o akdin icabı şeklinde tezahür etsin

o vakit
Allah’ın emir ve yasakları karşısında gevşeklik gösterme
günahı tercih edenlerden olma
seni sınava tabi tutan Allah
seni bu sınavda başarılı olabilecek yetkinliklerle donatmış
bir askeri kuşatır gibi
iyiliğe meyilli melekelerle teçhiz etmiş


ey oğul
Allah’ın ipine sımsıkı tutun
istikamet üzere yaşa
sen O’ndan razı
O’ da senden razı olarak Rabbine dön
mutmain bir şekilde
Allah’ın huzuruna çık

senin en temel vazifen
her yönüyle kendini tanıman
varlık alemindeki konumunu idrak etmendir
üstün özelliklerinle zaaflarına ışık tutmandır

unutma
insan zayıf yaratılmıştır
zaten insan çok cimridir
insan çok acelecidir
doğrusu o, çok zalim, çok cahildir
şüphesiz ki insan Rabbine karşı pek nankördür
gerçekten insan dünya malına son derece düşkündür


ey oğul
sana dair zikredilen zaaflar mutlak bir gerçek
seni zelil kılan bütün kabiliyetler bir hakikat
seni yaratan şüphesiz seni en iyi bilen Rabbindir
sana akıl, düşünme ,konuşma özellikleri vermiş
sayısız nimetler bahşetmiş
sen Allah’ın lütfuna mazharsın

Allah tarafından sana bahşedilmiş
tefekkür, muhakeme, muhasebe
anlama ve anlatma kabiliyetleri
sana armağan edilmiş
iyi ile kötü ,doğru ile yanlış
hak ile batılı seçme özgürlüğü
güzel ile çirkin arasında tercih yapabilme yetisi

şunu bil ki
nimet külfetle doğru orantılıdır
kime kıymetli bir şey verilmişse
ona aynı değerde bir sorumluluk da yüklenmiştir
sana bahşedilen sayısız nimetler
Rabbine karşı büyük bir sorumluluğunun gereğidir
unutma


ey oğul
kalbinde ve davranışlarında güzel ahlakı yaşa
yaratana itaat ve yaratılanlara merhamet duy
iyilik yapma arzusuyla da değerini koru
sakın
şuursuz bir şekilde davranma
tekebbür tuzağına düşme
kurtuluş ancak
nefsini kötülüklerden arındırmakla mümkün
yoksa nefsinin kötü telkinlerine boyun eğer
değerini onurunu kaybetmeye mahkum olursun

her zaman
nefsini kötülüklerden arındır
beşeri zafiyetlerinden kurtul
sorumluluğuna sadakat göster
eşref-i mahlukat olma imkanını yakala
heva/hevesine yenik düşme
esfel-i safilinden olmaktan kaçın
unutma
Allah katında en değerli kimse
O’ndan en fazla sakınandır


ey oğul
sen başıboş bırakılmış değilsin
sen yaratılmışların en değerlisi olmaya namzetsin
nimeti ziyan, emaneti istismar ve sorumluluğunu ihmal etme
fıtri değerini muhafaza et
onurlu bir hayat yaşa
ya da bütün itibarını yitirip ilahi cezaya müstahak ol

şunu bil ki
Allah yaratan ve yarattığını yönetendir
O’nun ilmi, iradesi ve kudreti dışında
evrende bir varlığın olması söz konusu değil
hiçbir varlık hikmetsiz ve başıboş yaratılmış değil
sen kendini başıboş bırakılacağını mı zannediyorsun
sen ancak Allah’a kulluk edesin diye yaratılmışsın
yaratılış hikmetin bu

halbuki
insanlardan bazıları Allah’ı bırakıp şeytanları dost edinmişler
kendilerinin de doğru yolda olduklarını sanıyorlar
karar ve davranışlarıyla onlar
iyi iş yaptıklarını zannediyor
elbette yanılıyorlar
ahrette bütün yaptıklarının boşa gittiğini görüp anlayacaklar


ey oğul
ne olmuş sana
biriktirdiğin mal ve mülkün gözünü kamaştırmış
ne oldum sevdasına düşmüşsün
etrafındakilerin sayesinde
hiç kimsenin sana güç yetiremeyeceğini düşünüyorsun
bu dünya dışında bir hayatın olmadığına inanıyorsun

hatırlar mısın
güneşin aydınlık
gecenin dinlenme
yıldızların yol ve yön tayin etme araçların olduğunu
senin için yağmurlarla türlü yiyeceklerin bitirildiğini
Allah’ın bir işaretiyle
ölüyken dirildiğini
diriden ölünün nasıl çıkarıldığını
aklet ve düşün

inan ki
dönüp dolaşıp geleceğin yer
göklerin ve yerin sahibi olan Allah’ın huzurudur
Allah’ın her şeyden müstağnidir
sana ve yaptıklarına ihtiyacı yok
bunu aklından çıkarma


ey oğul
sırat-ı müstakime yönel
yanlış yollardan kaçın
mazlumun ve mağdurun hakkına savun
adaleti yerine getir
zalimin zulmüne boyun eğme
sakın

şunu çok iyi anla
eğer ölüm bir yokluk ise
senin geleceğin de yok
şu andaki varlığın da anlamsız
binbir emek sarf ettiğin çektiğin çilelerde
katlandığın türlü eziyette manasız
üzüntüler içinde kıvrandığın dünya hayatı da bomboş
sen kendini
hayvanlarla eşit mi tutuyorsun
onlarla bir mi sayıyorsun

unutma…
dünya karar kılınan bir yer değil
sadece bir uğrak alanı hiç değil
halbuki sen ebediyet için yaratıldın
sonsuzluğa gidilen yolda
dünya hayatı, birer durak birer uğrak yeri
sen ancak ahret yurdunda karar kılacaksın
istikrara kavuşacaksın


ey oğul
sen ahsen-i takvim üzere
en güzel biçimde var edilmişsin
belki de dağların ve taşların yüklenemediği o büyük emaneti
kulluk gibi ağır bir sorumluluğu omuzlarına almışsın
böylece başıboş bırakılmayan beyhude yaratılmayan sen
yeryüzünde Allah’ın halifesi kılınmışsın

öyle ki Allah ,meleklere
kendi ruhundan bir nefha ile şereflendirdiği sana ,
secde etmelerini emretmişti
emre boyun eğmeyen şeytanı cennetten kovmuş
ilahi rahmetten mahrum bırakmıştı
işte böyle ayrıcalıklı bir konuma sahipsin


ey oğul
sen Allah’ın en mükemmel tecellisi
sen Allah’ın muradı ve muhatabı
sen Allah’ın mutlak güzelliğini idrak edebilecek yegane varlıksın
sen Allah’ın kudretini cemalini idrak edensin
sen Allah ve evren ilişkisindeki bir biliş köprüsüsün
sen Allah’ın tecellilerini aksettiren bir ayna
cilalanıp parlatılmışsın
sen ilahi tecellileri kusursuz bir şekilde yansıtan
bir aynasın

biliyor musun…
kainat önceleri cilasız bir ayna idi
sen bu aynanın cilası ve ruhu oldun
sen olmasaydın kainat ruhsuz ve cansız kalırdı
evren seninle canlanmış ve hayat bulmuştur
aynadan yansıyan Hakk’ın görünüşleri
hepsi sende

sana bir ruh üflendi
asli maddesi basit bir çamur olan sen
ilahi nefha ile yüce bir değer kazandın
kainatın merkez noktası oldun
senin asli vazifen
Allah’ın kudretini ve cemalini idrak etmektir
Unutma


ey oğul
yüceliğin gönlünden kaynaklı
seni değerli kılan kalbindir
gönül ve kalp kırmaktan kaçın
gönlün nazargah-ı ilahidir
her türlü saygı ve hürmete layıktır
bir gönlü kıran
bir kalbi hedef alan kişi
Allah’ın rızasından kendini mahrum bırakır
iki cihanda bedbaht olur

o vakit
insanlık cevherini kemal noktasına taşımaya gayret et
bütün mahlakata rahmet nazarı ile bak
kainatın göz bebeği sensin
sevgiyle kucaklaş
yaratılmışları sevmek yaratıcıyı sevmek demektir

Allah’ın emrine itaat et
kullarına şefkat göster
ilahi emaneti taşıyan sensin
Allah’ın halifesi sensin
yetmiş iki milleti bir gör
yaratılanı Yaratan’dan ötürü sevmesini bil


ey oğul
Allah’ın nuruyla bakan kişi
zulmette nur
zehirde panzehir
düşmanlarda dost
kahırda lütuf görür
Yaradan’a itaat ,yaratılana merhamet göster

tortulaşan duygularını yumuşat
varlığı ve var oluşu yeniden oku
nerde görsen gönlü kırık, merhem ol
bir mazlum yolda kalsa yoldaş ol
mahşer günü dergahına yakın ol
katı kalpli gönül inciten olma
siccin kötüler için yaratılmış
unutma

*
ey oğul
alem bir ağaca benzer
sen bu ağacın meyvesisin
alemin en kamil üyesisin
bütün varlık bilgisini bünyesinde barındıran eksiksiz bir kitap
bütün varlık mertebelerini zatında toplayan bir zeminsin
mertebe-i camiasın

unutma
alem ile sen birbirine benzersiniz
sen alemin özü ve ruhu
alem de senin suretin
iyi bak zatına
zübde-i alemsin sen
dide-i ekvan olan ademsin sen

Rabbini bil
O’nu yücelt
kudretine tanıklık et
sen
Allah’ın yaratma gücünü dışa vurduğu en üstün tanıksın
sen
Allah’ın kudret eli ile kaleme aldığı kitapsın
hikmet ile bina ettiği mabetsin

redfer