23
Yorum
34
Beğeni
0,0
Puan
628
Okunma

Kaç acının izi var, şu ıslak gözlerimde
Düşündükçe ben seni, maziye dalıyorum
Bir tek yalan yok idi, o tatlı sözlerimde
Dertlerim depreşiyor, inan kahr oluyorum
Özlem nöbetleriyle, göçerken niceleri
Kaç kere yazdım, bozdum, şiirde heceleri
Yalnızlık kokuyorken, uzun yaz geceleri
Kin kusarken yüreğim, kahırla doluyorum
Aşamam sorunları, yenilirim bendime
Bağlı kalmıştım oysa, yeminime andıma
Her gün yirmi dört saat, kızıyorken kendime
Dokunan ah işitir, burnumdan soluyorum
Meğerse sarılmışım, sevda diye yılana
Eskiden çok acırdım, saçın, başın yolana
Bile bile bağlandım, aşk denilen yalana
Vuslat denildiği an, hep aciz kalıyorum
Sevgi doludur yürek, ipeksi dokunuştur
Her düzlüğün karşıtı, yüksekçe bir yokuştur
Doyulmayan sevgiyi, insanlığa sunuştur
Bunca olandan sonra, sanma ders alıyorum
Sevgi denilen duyguyu, gidip mezatta sattım
Aşk denen duyguyu da, tutup denize attım
Kalp kapısı mühürlü, her güzele kapattım
Azat ettim sevdayı, elimle salıyorum
Lüzumsuz’um düşünme, gidiyorsun bil yeter
Mutlu olmak için de, şen ve şakrak dil yeter
Kaç günlük ömrün var ki, bir kerede gül yeter
Acıyı meslek yaptım, hep hüzün alıyorum
Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ