1
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
614
Okunma

Siir kisvesini giyen Aşk’ın hakikate uzanan seslenişi
Ey kalbim!
Dinle neyin sesini
Yudum yudum iç sevdadan
Ahın figânın içinden geç git
Aç yüreğinde ki gaflet kilidini,
Değsin dudaklarına âşkın nefesi
İnsin gözünden yaşlar
Islatsın yanaklarında
Ruhun sonsuz hasretini
Ey yâr!
Dinsin gönülde nâr
Asırlara sevdası kokan
Şu seyirlik alemde
Mabedime değmezse başın
Hicranla inlemezsen aşkın dilinde
Yollar sana nasıl çıkar
Gidilir mi bu diyardan sensiz
Geçilir mi bu yoldan sessiz
Ayak izleri susar mı dilsiz
Bir yudum seraba kanmaz
Çölden geçen bedeviyim
Ben benden bi çare, habersiz
Iki tepe arası bir yol bu sanki
Sefadan merveye uzanan
Hiraya varan yollar sensiz
Gülün kokusu sarmadan bedeni
Hiç hizaya girer mi nefis
Ey çilesi derdine derman nefsim
Sana geçmez sözüm, yetmez nefesim
Yok mu kalbime bu asırda rehber
Kimlere uğramış yok mu, bi haber
Virane gönlüm biçare
Susturamam derbeder gönlümü
Yok mu hekimi, derdime çare
Yol bu bilinmez
Ne sonu var ne de başı
Hakkı tanıyan aşığa
Ne çile vardır, ne gözyaşı
Şefkat tokatıyla
Hakikat çalınca kapıyı ,
Ne gam kalır ,geriye ne de ah
Gider ömrün üç günlük tasası
Uzatıyorum gönülden gönüle
Özden öze elimi
Dilin murekkebi yaza yaza bitti
Dayanır mı dünyalık hale bu satırlar
Aşka susayan, ya susar
Ya dili lâl olur, kavrularak yanar
Derdin dermanı içindeymiş meğer
Sözü özü Elif’te
Kimi nefsine mürşit,
Kimi vicdanına talebe
Sora sora bulunmazda
Gözden gönüle
Isteyene verilirmiş menzil
Faniden bakiye rüyaymıs bu hayat
Ölünce uyanır sonsuz hakikat
07.02.2022
5.0
100% (5)