Egosunun peşinde göz görmez, kulak sağır
Burnu başından büyük, saçlar ensede yele
Gerinerek yürürken gömlekten taşar bağır
Tosunu andırıyor zübüğe bakın hele


Bir izbede yaşardı, elde yok avuçta yok
Kırk yamalı giyerdi sırtında yok, kıçta yok
İşi düzene koymuş ense kalın, karnı tok
Dala kuş konduruyor zübüğe bakın hele


Hiçbir fark gözetmeden akıllıya, deliye
Ali’nin külahını giydirerek Veli’ye
Miktarı bilinmeyen borç takıp ahaliye
Hesabı döndürüyor zübüğe bakın hele


Gökdelen zirvesinde yüzellinci kat gibi
Yürümesi değişmiş yılkıdaki at gibi
Konuşurken her yeri oynayan zevat!! gibi
Lafları sündürüyor zübüğe bakın hele


Bir zamanlar çulunun kavuşmazdı yakası
Şimdilerde taşıyor paçasından cakası
Giyim kuşam o biçim, binbeşyüz fiyakası
Meydanı yandırıyor zübüğe bakın hele


Yaramazın en başta gideniydi gününde
Eteğinden tutardı kim giderse önünde
Ahlaklı biri gibi halis insan yönünde
Milleti kandırıyor zübüğe bakın hele