21
Yorum
38
Beğeni
5,0
Puan
1193
Okunma

‘’ben bunu geç anladım.
senin için şiir yazacaktım İstanbul
ismini ağrı koyacaktım.
oysa bir şiir niyeydi sanki
yer içer sevişir miydi sanki bir şiir
hamsi ısmarlar mıydı mesela bir şiir insana?
fotoğraf çektirebilir miydi mesela hipodromda atlarla?
rakı içebilir miydi Samatya’da
bir şiir uyur muydu kuş gibi
başını alıp da kanatlarının altına?
oysa bir şiir neydi sanki
ben seni ciğerimin köşesindeki arıza kadar sevdim
bir şiir seni bu kadar sever miydi sanıyorsun İstanbul?’’(D. Madak)
Düşlediğimden ötesin,
Narin yüreğimdeki esintinin
Tek suçlususun sen:
Semazen varlığım
Göğe d/okunup nal topladığım
Farazi bir aşkmışsın meğer sen
İzbelerde saklı mevsimin tenha yolları
Yarım kalan her masalın
Son durağıymış meğer pişmanlık…
Kanaviçeler ördüğüm şiirlerden
Arda kalan imgelerle doldurdum ben
Karnımı ve ruhumu:
Kan kustuğum gecelere çemkirdim
Kardığım sözcüklerden ördüm
Duvağını gecenin
İçine saklandığım kadar yalnızlığımı
Dualarla geçiştirdim.
Minnet etmediğim bir Allah’ın kulu
Yaren bildiğim sevgilinin
Gözlerinden sızan ışığı içime çektim çekeli
Çekincelerimi saldım uzay boşluğuna
Yüreğin röntgenini de sundum şafağa
Şakağıma dayalıydı kalem
Elbet içinde kalan son kurşun da sendin
Semiren hasretin
Sömüren hüznün
Bu imkânsız aşkın durağı ve duvağı.
Mavilerde saklandığım
Pembe çehremde saklı nazenin bir gölge
İçine düştüğüm darboğaz ne ki?
Dar açılı bir günün sustuğu sergüzeşt iklimlerde
Serptiğim yaşın
Çarpıldığım mevsimin
Çarpa çarpa moraran rakamların
Isralar yakamdan düşmediği
Bir kerrat cetvelinden hallice.
Sarpa sardı bu aşk
İmkânsızlığın da kaşları çatıldı
Hür bildiğim sevginin tükendiği
Şu sefil ömürde ne gördüm ki?
Demlendiğimse bir şiirden çok öte.
Makul olansa çekip gitmemdi:
Çekip gittim de…
Çektiğim çileyi saldım kâğıdın berrak yüzüne
Azıcık karardı gök kubbe
Azıcık da kardım yüreği
Karambole giden bu aşkı
Yitiren olsam ne ki?
Yitip gittiğim değil miydi?
Şiirlere âşık olduğum günün birinde…
İstanbul çağırıyor beni
Ben zaten İstanbul’un içlendiği
O üçüncü yaka
Kapanması mümkün olmayan bir yara
Kaydığım şu zemin ne ki
Sezilerimde büyüttüğüm seni
Gözümün önünde…
Derdest olmuş gün ışığı
Darmaduman bu aşkın familyası:
Elbet sayısız duygu hüzün gibi özlem gibi
Hasretini güncellediğim
İmkânsızı mı dilemişim yoksa ben?
Yok saydığından öte
Bilemedim de senin bir düş olduğunu
Bilindik ne mi kaldı geride?
El açtığım sadece Rabbim
Sinemde saklı tutmuşsam seni ne ki?
İzbelerden taşıdığım gölgeleri
İklimle buluşturduğum her gün ve geceyi
Kalemin de soğuktan tir tir titrediğinden öte
Şimdi bir güneş yanığı
Olmak vardı
Kara kışa nispet eden sıcak bir gülüş
Diktiğim olsa keşke gönlün yarası
Yarım kalmış bir hikâyenin de üstüne
Şiirler yazılmaz mı ha, söyle?
Şiirlerden örülüymüş kaderim
Şirin yüzümde saklı bir buse belki de
Masumca konan yüreğime
Elbet meleklerin koruduğu şu nazenin varlığımı
En başta kutsamışken Tanrı…
5.0
100% (29)