15
Yorum
44
Beğeni
5,0
Puan
775
Okunma

eski bir zindan gibi zihnim
demir kapıları kilitli
paslı fikirler deşifre ediyorum
zamanın girdabına damla damla düşen
ruhuma sinmiş isyan krizlerinden
buhran üflüyorum gökyüzüne
gizlice yürüyorum karanlık köşelerden
yankıları sayıyor attığım adımları
kaç kez azat ettiğim
karmaşık ve belirsiz görüntüleri
of ki ne of
vah ki ne vah
sığ sularda gelgitlerle dolup taşıyorum
anın pervazlarında dem alıyor yalnızlığım
zerreden…küreye
yüreğe dokunan her parça
amansız bir kasırga
sessizliğin üzerindeki tozu silkeliyor
yağmur damlalarınca dökülüyor derin uykulara
bir işaretle yarılmış gök
kanıyor kalbim
kim bilir kaç kez önünden geçiyorum leyla kapısının
dipsiz bir kuyu ki kıvrım kıvrım
uzanıyor meçhule doğru
sancılı geçen sürecin nekaheti başlıyor
sarsılmış , afallamış tutkularla muzdarip
matemli kadınlar gibi
öfkeli sözlerle ağıtlar yakıyor
sonsuzluğa çağırıyor beni alnımdan öpüp
gecenin kör bir vakti henüz uyumadığım bir saat
cinnetlerin en beterindeyim
tıpkı ülkem gibi korkularla kuşatılmış
burnuma kan kokusu geliyor
her nefes alışımda
lal uykularımı bölüyor
zihnimin en ücra köşesinde onca ıstırap
cehennem yangını ciğerlerim
içinde yalnızca ben
eşkıya sancılar barındırıyor ruhum
barbarlık ve vahşeti onaylanmış
çok eski bir savaşın örneklerini teşhir ediyor sanki
nuh tufanı misali dalgalarına gark olmuş
koskoca bir umman gibi
mahşer yerine doğru
bir seyr-u sefer içindeyim
kızılca renge boyanmış bir harman yeri
sanki çöl toprağında her zerrem
zihnimin en alt kısmından akıp gidiyor
beynimin algıladığı her şey
çarpıp geçen bir yoğun hayal bombardımanı
her tarafında benden gölgeler peydahlanıyor
muhasebesiz tutkular sabahlanıyor
sembolize zemheriler yaşıyorum
zapt ediliyor ruhumun bütün cihetleri
tıpkı şekillerin cisimleri istilası gibi
yağmurların toprağa düşmesi gibi
dalgalanıyor hezeyanlar
lambadan çıkan ışık gibi dağılıp gidiyor
uzanıp gidiyor bulut bulut
siyah bir tül gibi usulca uzanıp gidiyor gece
metafizik bir vadide karar bulmuş
tuhaf bir rüya gibi silinip gidiyorum…
teselsül veya cebr veya haşr benimkisi
felç halinde içimdeki sır
isteklerimin kapıları kilitli
oluş ve yok oluşlarla dolu
nefes alıyorum
şu vakit çaresizim
yok olmaya mahkum
var olmaya mecbur
her aşamada ruhumda farklı pencereler aralanıyor
deruni bir boyutun basamaklarındayım
mahallerin her birinde ayrı ayrı
bıraktığı izleri sorgular bir haldeyim
en güçsüz acizler sırasındayım
mumyalanmış gövdem piramitler içinde saklı
duygularımın simaları soluk
onca yılları deviren o görkemli bünyede
kuvveleri sönmüş şimşekli bakışların
artık ne efendisi, ne sahibiyim
benden habersiz akıp gidiyor yer ve gök
ezelden
ebede
redfer
5.0
100% (27)