3
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1360
Okunma

kan ile doğan sabahın sevabına yazılıyor ellerin
hep bir yer de kalmış benliğin
sitemlerine inat süzülüyorum koynuna
ölümden beter dilsizliğin
sükut yanında oğlan çocuğu gibi
biraz buruk
biraz ürkek
ama meyilli gözleri cinnet
ya bana şükret
ya da senden et
yol kenarlarında bıraktığın tel tel hüznün avuçlarımda
lavanta kokun hep başka baharlarda
söylesene serçe parmağım
ayrılık mı var kanatlarında
bakışların gözlerinden daha güzel
ve sen bunu bilmiyorsun ya
işte bu daha da güzel
saklanmış kuytulukların
dipsizliğinde buluşuyor seninle yalnızlığımız
ürkek bir sabahın
gündüzle kavgası neşelendiriyor düşlerimizi
usulünde baş kaldırıyor isyanların
isyanların bir nedamet
aşkın bana bir melanet
söylesene serçe parmağım
hangimizin ki ihanet
tutsak şehirlerin bıraktığı yerdesin
gelinsiz köylerin uçkurunda düğümleniyorum sensiz
şikayetlerim sulanıyor
eşiklerin adım-sızlığında
adım adım uçuyoruz başkalarının kanatlarında
hayretlerin ünlemsiz bir nefes şimdi bana
konduğun dallar ihbar edecek seni
ve sen bunu bilmiyorsun ya
haydi şimdi başla yolculuğa
söylesene serçe parmağım
hangi ağlaklar var kanatlarında…
alicengizoyunu
(serçe de benim, parmak da benim, kanat da benim, oyun da benim…
ya uçarım, ya konarım…
ama kanadımı kendim kırarım…)