5
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
1009
Okunma
i
Güneşin müjdecisi sabah yıldızına,
İsmi Tarık olana,
Gebeliğin tanrıçası olan incir’e,
Sırt suyunun zürriyeti olan zeytin’e
Tek gamzeli veletlere,
Ayaklarında cihanı sallayan annelere,
Atlara, halktan yana olan kanunlara
Kökleri kurusuca saray sütünlarına
Doğum anımda annemin kırmızı yanaklarına
Allah’a inanır gibi inanıyorum,
Kâfir olduğumu söylüyor mollalar şeyhler,
Şerlerinden o’na sığınıyorum.
ii
Babamın şakaklarında limon ağacı,
Limon kokusunda çocuklaşırım.
Üzengi kokuyor vaktin atlası
Bükümlü bir alfabe mahrecime konuyor.
Vahiy iniyor dudaklarımın ucuna
Kırmızı elmalar değiyor,
Annemin yanaklarına.
İki elif miktarınca kollarımı açıyorum
Dört elif miktarınca sarılıyorum.
iii
Ve ben Adem’in halefi
Varlığının yüz görümlülüğü
Havva’nın mutluluk gözyaşları
Rahminin müstesna eseri
Ben insanoğlu.
iv
Nasrani mabetin incir kokulu avlusunda
Karnımı yararım irice bir teslimiyetle
Bağırsaklarım dökülür ayak uçlarıma
Endişelerim, korkularım, kederlerim
Ateşe konan kelebekler olur.
İkinci beynim tutuşur yangınlarda
Zihnim bulanır, zihnim küheylan olur.
Simurg gibi doğarım kalbimin atlasından
Şüphelerim arınır,
Benliğim İsa ile Musa’nın sünneti ile tanışır.
Sonrası zemzem sükuneti,
Üstüne selamet konmuş dağ dinlencesi.
5.0
100% (10)