2
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
551
Okunma
bu gün yine kürenin önünde durdum
şen soylu leylekler havalandı
üstümüzden geçtiler
hani ya bu işin dört duvarı olmalı ya
balıklara ayrılıkları sordum
boğulana dek başımı çıkarmadım sudan
ölü naaşımı alıp havaya karıştırdılar
tekrar verip kustum içimdekileri derin kuyuya
balayı şafağıydı
temerküz eyleyenlerin kıpırdadığı
kumsal günlerinden bir gün
sana eşlik edenler unutsa da unutulmayan
adalar vapuru geçiyor karşıdan
yelkenleri sığ yakamozlara değen akşam
söyleyemiyor sevindiğini
ama kalbi durmuş deve sırtı sarsıntılar
çöle bulaşan veba olmalı
vaha illüzyonu ile yaşamaya çalışırken
çocuğunu emzirenler ölse bile
kalanları var edecek gölgelikler var
ayrıntılar sabırsızlanıyor seslerini yükseltmek için
yaşamak sır altından gümüş devşirmek
sırt üstü uzanıp güneşlenmek olsa da niyetim
rüyamı bozup saçmalamaya devam ediyorum.