4
Yorum
22
Beğeni
5,0
Puan
881
Okunma

Selamsızlar memleketinde
Sabahın üçü.
Dünya devrilirken tuzluğu sersemlemez masada
ekmek kırıkları,
Sandalye dibinde arsız kedi,
Sinek pisliğinden kırçıllı sarı ışık…
Otur,
Bak sana neler anlatacağım…
İki elimi sürüp masaya
Karıncaları besleyeceğim ilkten.
Sonra sandalyemi çekiştirip kediyi kovalayacağım ayak dibinden.
Korkma,
Ya da kork, hayat zaten korkunç
Ama kal, kıpırdama sandalyenden.
Çok bekledim onu burada
Sabahın körü geldim bir sabah,
Bir gün öğle vaktiydi, hava kırk derece
Güldü herkes…
Birkaç kez gece geldim de giremedim içeri,
Kamyoncuların naralı bakışlarından korktum.
Öyle birini beklermiş gibi yaptım kapı önünde,
Beklemişim de geç kalmış gibi
Saatime baktım birkaç, boynumu uzattım yol ağzına
Dikildim biraz, ufuldayıp döndüm, gerisin geri.
Gülme ya,
Ya da gül, hayat zaten epey komik
Benim halimse gayet melodramik.
Olmadı,
Vazgeçemedim bu çorbacıya uğramaktan.
Umut, bayat ekmekle sirkeye bulanmış
İhtimaller zenginleştirdi tadını kelle-paçanın
Sade yedim hep, içine hiç acı katmadım.
Kesinlikle olmazın
olur olmaz hayallere engel olamamasıydı belki
Sırf bu sebepten, tatlıydı.
Bu yüzden buradayım yine.
Fi zaman evvel bir sohbet arasında
Kelle- paça sever misin? diye sormuştu da
Çok severim demiştim yüzümde ayarsız bir gülümsemeyle
O da burayı tarif etmişti, “hep orada içerim” deyip.
Hatta bu masayı, ekmek kırıntılarını,
Arsız kedileri,
Loşa kalan masalardan sarkan uykulu cümleleri…
O anlatırken ben hafiften meyletmiştim aslında
Sonra, bir yürek kaşıntısı sardı
Oldum, çorbacı müptelası
Şikayetçi miyim, ha şa.
Haydi iç çorbanı,
Selamsızlar memleketinde
Sabahın üçü
Masanda bir sevdalı geveze
Uykulusun biliyorum, ama asma yüzünü
Ya da as, sen bilirsin,
Hayat zaten en az sen kadar nobran.
Öyle tadı çıkmaz, biliyorum da söylüyorum
Aşk gibidir bu çorba
Dibine kadar iç, son damlasına ekmek ban.
18.10.2021
5.0
100% (10)