Şaşırıp yolunu şeytan izine
Gitmek gibi bir şey sana güvenmek
Bile bile ömrü şer denizine
İtmek gibi bir şey sana güvenmek

Hem bana iğneyle kuyu kazdırıp
Hem derdi güldürdün yaram azdırıp
İki alan ele dokuz yazdırıp
Batmak gibi bir şey sana güvenmek

Ben ibadet saydım sana bakmayı
Sen marifet bildin gönül yıkmayı
Çiğneyip ezmeden koca lokmayı
Yutmak gibi bir şey sana güvenmek

Sabırla gitsem de senin yönüne
Uymadı bir türlü günün gününe
Freni patlamış tırın önüne
Yatmak gibi bir şey sana güvenmek

Tahammül ettim de türlü şartına
Dinmedi yine de boran, fırtına
Cirmine bakmadan timber kurduna
Çatmak gibi bir şey sana güvenmek

Bir değil bin değil attığın kelek
Kırk yıllık şeytandan olmuyor melek
Kayan bir yıldızın ardından dilek
Tutmak gibi bir şey sana güvenmek

Ne özün muteber, ne sözün emin
Yalan denizinde su aldı gemin
Ateistim deyip, Allah’a yemin
Etmek gibi bir şey sana güvenmek

Hep aynı tiyatro hep aynı oyun
Canın çıksa bile çıkmaz pis huyun
Kurdu çoban tutup tenhada koyun
Gütmek gibi bir şey sana güvenmek

Öyle bir dertsin ki naçar, amansız
Yanar dağ misali yandım dumansız
Gamsız Horoz gibi yersiz zamansız
Ötmek gibi bir şey sana güvenmek

Bu filim de artık burada kopar
Kim olsa çıldırır, küfüre sapar
Düzde gidemezken yokuşta depar
Atmak gibi bir şey sana güvenmek