11
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
894
Okunma
kızıl çehresiyle
alnıma düşen gurub
bir kere de buruk yöreme düşsen
alsan baharından bir tutam
sürsen yamaçlarına yüreğimin
bal dudaklı güneş
açsa kanatlarını
salsa beni
mutluluğun hür ırmaklarına
bana aktıkça o ırmakları
katlayıp saklasam bu günsüz yarınlarıma
hüma kuşu salsa yağmurları ardından
lahitler yıkansa çözülse asırlarından
süzülüp aksa içimden
hüzünlerden bitmeyen mihman
kapansa kapısı gönlümün
kanatlarıyla sabahsız gecelerin
kavrasa göz kapaklarım
kirpiklerimi aralayan nehiri
salsa aşağılara
yanaklarımın yamaçlarından
gecenin koyağından çeksen
kırpılmış umutlarımı
sevgi bağı ile ulasam
kahırla örülü bahtından sıyrılsa yüzüm
sürsem yüzümü mihraba
düşse sığ yanlarımdan
bir volkan’ın kaynamışlığı kadar güçlü kümülatif acılar
dövdürsem bir ustanın kızgın örsü ile
şu kronik, yalnızlığımı
çıkıp bir dağın yamacına
ellerimi açsam
vadilerde akan pınar gözelerinden
avuç avuç sevinç toplasam
serpsem hiç çiçek açmamış
yüreğimin kıraç topraklarına
güneşin nefesi ile buharlaşıp
çiy olup yağsam
Hülya Çelik
5.0
100% (18)