4
Yorum
12
Beğeni
5,0
Puan
100
Okunma
Gece, denizin üstüne ince bir sızı gibi çöktüğünde
rüzgârın taşıdığı bütün fısıltılar
senin adın olurmuş gibi gelir bana:
Sanki uzak bir limanda
gemiler değil, kalpler demir alıyor yavaşça.
Aşk, bazen bir kıyının gözlerinden süzülür
dalgaların kırık omuzlarına.
Sanki göğe uzanan her yıldız,
içindeki boşluğa düşmüş bir anıyı arar
kendi ışığında.
Ve ben
göğün o karanlık kuytusunda
bir çift gözün bıraktığı kıvılcımları toplarım;
her biri, geçmiş bir gülüşün
sonsuzluğa atılmış ince bir mührü gibi.
Aşk işte böyle büyür
Çiçeğin toprağa sakladığı bir sırdan,
rüzgârın kaybolmuş bir notayı bulmasından
ya da bir insanın,
yürüdüğü yolun sesinden başka hiçbir şeyi olmayan
yalnız bir akşamdan.
Bir gün gelir,
aynı gökyüzünün altına düşen iki gölge
farkında olmadan birbirine yaslanır.
Dünya hiç değişmemiş gibi görünür ama
bir kelime, bir nefes, bir adım
her şeyi yeniden yazar.
Aşk,
uçurumun kenarında duran bir çiçeğin cesaretidir;
rüzgâr ne kadar sert esse de
köklerinden vazgeçmeyen bir ısrarı vardır onun.
Ve kalbin,
sustuğunu sandığın yerden yeniden konuşur
kırılgan ama güçlü bir sesle:
“Ben buradayım…Der
O ses büyür,
geceyi boyayan mürekkebe karışır,
yıldızların arasına sızar,
şehre usulca çöker.
Kimse bilmez ama
aynı anda iki insanın içinden
aynı ışık geçer.
Aşk bazen bir şarkı değildir;
bazen sadece bir dokunuşun
unuttuğun bir yanını uyandırmasıdır.
Bir bakışın içinde açılan
küçük bir evren,
sızlamayan bir yara,
yeniden nefes alan bir kalp…
Ve işte o an,
dünya sessizce ikiye ayrılır:
Bir tarafı senin bildiğin her şey,
diğer tarafı ise
hiç adını koyamadığın,
ama gözlerinle çoktan tanıdığın o yer.
Aşk orada yaşar
adımların yankı bulduğu,
suskunluğun şarkıya dönüştüğü,
kalbinin daha derin attığı o yerde.
Bir an, bir nefes, bir kıvılcım…
İşte hepsi bu kadar
ve her şey bu kadar büyük
Aşk böyle büyür..
Hülya Çelik
5.0
100% (7)